21. Hukuk Dairesi 2010/3968 E. , 2011/4146 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde Ağustos 1997- 3.5.2007 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işverenlere ait işyerinde Ağustos 1997 tarihi ile 3.5.2007 tarihleri arasında kesintisiz olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, her iki davalı işverene karşı açılan davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalı ... ait (...) sicil nolu iş yerinde 20.5.2002 tarihinde, davalı ... Kuyumculuk Ticaret Limited Şirketi ne ait (...) sicil nolu işyerinde 1.11.2002 ve 11.7.2003 tarihlerinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgelerinin verildiği, (...) sicil nolu iş yerinden 20.5.2002-31.10.2002 tarihleri arasında 161 gün, (...) sicil nolu işyerinden 1.11.2002-7.2.2003 tarihleri arasında 97 gün, 2003/2.3. dönemde 170 gün, 2004 yılında 270 gün, 2005 yılında 360 gün, 2006 yılında 352 gün, 2007 yılında 90 gün bildirimde bulunulduğu, (...) sicil nolu iş yerinin işyerinin 1.3.1997 tarihinde, (...) sicil nolu iş yerinin 22.10.2002 tarihinde kapsama alındığı, davalı (...) sicil nolu işyerinden 2002 yılı Mayıs-Eylül ayları arasında ihtilaflı olmayan dönemde imzalı ücret bordrolarının düzenlendiği, her iki işyerinin 1997 ve 2002 yılından itibaren dönem bordrolarının düzenlenip kuruma verildiği, davalı şirketin 30.7.2002 tarihinde tescil edildiği ve Yüksel Kalcı nın ortak olduğu, işyerlerinin adreslerinin aynı olduğu davacının askerlik tarihinin belli olmadığı anlaşılmaktadır.
Gerçekten, davacının davalı işyerlerindeki çalışmaları 20.5.2002, 1.11.2002 ve 11.7.2003 tarihli imzasını taşıyan işe giriş bildirgeleri ile Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak primleri ödenmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan tanıkların, hem davalı ... ait (29413) sicil nolu iş yerinde hem de davalı ... Kuyumculuk Ticaret Limited Şirketi ne ait (1003757) sicil nolu işyerinde birlikte çalışan kayıtlara geçmiş kişilerden olduğu ve davacının 1997 yılında işe girip askerlik haricinde devamlı çalıştığını belirttikleri görülmektedir.
Yapılacak iş, davacının askerlik tarihini ilgili kurumdan sormak, davalı işverenlerce düzenlenmiş imzalı ücret bordrolarını celbederek, davacının tesbitini istediği Ağustos 1997-3.5.2007 tarihleri arasındaki süreyle ilgili olarak, davalı işverenlerin ücret bordrolarında davacının imzası olanlar saptanarak, imzasını içeren ve bordrolara geçmiş sürelerdeki aylar yönünden eksik sürelerle ilgili olarak istemi reddetmek, imzalı olmayan bordrolardaki süreler yönünden ise, işverence SGK’ya verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıkların beyanlarıyla çalışma sabit olmakla bu süreler yönünden askerlik süresi dışında kalan dönemlere ilişkin tespit isteminin kabulüne karar vermek ve de kuruma bildirilmiş süreler yönünden ise, tespitinde hukuki bir yarar bulunmadığından bildirilen bu süreler yönünden istemin hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.