Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/10364 Esas 2022/16164 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/10364
Karar No: 2022/16164
Karar Tarihi: 14.11.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/10364 Esas 2022/16164 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2022/10364 E.  ,  2022/16164 K.

    "İçtihat Metni"



    5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na muhalefet suçundan sanık ...'ın anılan Kanun'un 56/4. maddesi yollamasıyla 63/10, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ANKARA 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2019 tarihli ve 2019/89 esas, 2019/772 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 28/07/2022 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/10/2022 tarihli ve KYB. 2022/110857 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
    Mezkür ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre,
    1- 5809 sayılı Kanun'un 63/10. maddesinde yer alan "Bu Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket edenler bin günden beş bin güne kadar; ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına aykırı hareket ederek bu işi bizzat yapanlar elli günden yüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır." şeklindeki,
    5237 sayılı Kanun'un ''Önödeme'' başlıklı 75. maddesinde yer alan,
    (1) Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçların faili;
    a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,
    b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için otuz Türk lirası üzerinden bulunacak miktarı,
    c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını,
    Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.'' şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, 5809 sayılı Kanun'un 63/10. maddesinde tanımlanan suçun önödeme kapsamında kaldığı ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 75/1-a maddesi uyarınca yalnızca adlî para cezası öngörülen suçlarda cezanın alt sınırının soruşturma giderleriyle birlikte ödenmesinin yeterli olacağı, somut olayda 5809 sayılı Kanun'un 63/10-2.cümlesinde düzenlenen cezanın alt sınırı olan 50 gün için 30 Türk lirası üzerinden 1.500,00 Türk lirası ile soruşturma gideri olan 253,00 Türk lirası ile birlikte toplam 1.753,00 Türk lirası üzerinden önödeme teklifi yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
    2- Sanığın üzerine atılı suçun 5237 sayılı Kanun'un 75. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca önödemeye tabi olduğu, soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca ön ödeme teklif ve ihtarının yapıldığı, bunlara ilişkin teklif formlarının dosya arasında bulunduğu ve sanığa 01/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın yasal süresi içerisinde önödeme ihtarına uymadığı gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık hakkında 17/01/2019 tarihli iddianame tanzim edilmesini müteakip, Ankara 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2019 tarihli kararı ile sanığın mahkumiyetine dair karar verilmiş ise de; anılan işlemler sonrasında, ancak karar tarihinden önce 23/10/2019 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 16. maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 75. maddesinin birinci fıkra birinci cümlesine "Failin on gün içinde talep etmesi koşuluyla bu miktarın birer ay ara ile üç eşit taksit hâlinde ödenmesine Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilir. Taksitlerin süresinde ödenmemesi hâlinde önödeme hükümsüz kalır ve
    soruşturmaya devam edilir" şeklinde eklenen düzenlemenin sanık lehine bulunduğu, nitekim söz konusu düzenleme ile kendisine ön ödeme teklifinde bulunulan sanığa, süresi içerisinde başvurması kaydı ile kendisine bildirilen ön ödeme tutarını üç taksit halinde ödeme imkanı getirildiği, yapılan bu değişikliğin 5237 sayılı Kanun'un 7. maddesi gereğince sanık hakkında da uygulanmasının zorunlu olması karşısında, sanığa yeniden 7188 sayılı Kanunun 16. maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 75. maddesi uyarınca miktarın birer ay ara ile üç eşit taksitte de ödenebileceğini içerir ön ödeme teklifinde bulunularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde,
    3-Kabule göre,
    Katılanın bilgisi dışında sahte cep telefonu aboneliği sözleşmesi düzenlediğinden bahisle sanığın mahkûmiyetine karar verilmişse de, dosyada mevcut 28/09/2019 tarihli bilirkişi raporu ile söz konusu abonelik sözleşmelerinde yer alan imzaların sanığa ait olmadığının tespit edilmesi ve sanığın savunmasında bahse konu sözleşmelerin ... ve Ferhat Birlik isimli çalışanları tarafından aktive edildiğinin belirtilmesi karşısında, adı geçen tanıkların mahkemeye çağrılarak dinlenmesi veya tanıkların dinlenilmesinden vazgeçilmesine dair usulüne uygun bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın yetkilisi olduğu bayi tarafından sözleşmelerin düzenlendiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    I) Kanun yararına bozma ihbarnamesinin kabule göre bölümü yönünden yapılan değerlendirmede;
    26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu karar esas alınmak suretiyle verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin süreklilik arz eden kararlarında belirtildiği üzere, kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile kanıtların değerlendirilmesine ve şahsi hakka ilişkin kararlar kanun yararına bozma konusu olamaz.
    Mahkemece kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen nedenler yönünden dosya kapsamında tüm deliller tartışılıp takdir edilmek suretiyle karar verildiği ve delil takdiri yapılarak verilen kararlar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği gibi Ersoft... Anonim Şirketi adlı iş yerinin yetkilisi olan sanığın bizzat sözleşme oluşturma fiilini gerçekleştirmese dahi suça konu hatların aktivasyonunu sağlayacak onay işlemlerini gerçekleştirdiği anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
    II) Kanun yararına bozma ihbarnamesinin (1) ve (2) numaralı maddeleri yönünden yapılan değerlendirmede;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamesi içeriğindeki hususlar yerinde görüldüğünden, Ankara 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2019 tarih ve 2019/89 Esas ve 2019/772 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 14/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara