Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/4501 Esas 2022/4887 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/4501
Karar No: 2022/4887
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/4501 Esas 2022/4887 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2021/4501 E.  ,  2022/4887 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
    Hüküm : İstinaf başvurusunun esastan reddi

    Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hükme yönelik, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 15.02.2018 tarihli, 2018/152 Esas, 2018/376 Karar sayılı "istinaf başvurusunun esastan reddine" ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Temyiz kesinlik sınırının dava konusu maddi ve manevi tazminat miktarının toplam değeri üzerinden değerlendirilmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin davacı lehine hükmedilen maddi tazminatın kesin olduğuna ilişkin kabulünün hatalı olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
    Tazminat talebinin dayanağı olan İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/49 Esas – 2016/394 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından 30.06.2010 – 19.04.2013 tarihleri arasında 1024 gün, 04.04.2014 – 12.11.2015 tarihleri arasında 587 gün olmak üzere toplam 1611 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün 02.01.2017 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve Kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu;
    Davacının ıslah edilerek 42.165,30 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihi olduğu ileri sürülen 24.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 42.165,30 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın 24.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmakla;
    Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış olup,
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin davanın kısmen reddedilmesi nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine dair yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddine, ancak;
    Davacı hakkındaki tutuklama müzekkerelerinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle davacının tutuklama ve tahliye tarihleri ile infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi sonrası bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    1-Davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret miktarları göz önünde bulundurularak, 30.06.2010 – 19.04.2013 tarihleri arasındaki süre için "22.775,76" TL maddi tazminatın 30.06.2010 tarihinden itibaren ve 04.04.2014 – 12.11.2015 tarihleri arasındaki süre için "17.863,02" TL maddi tazminatın 04.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi yerine, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak bu miktarın üstünde kalacak şekilde "42.165,30" TL maddi tazminatın 26.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi suretiyle, davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması,
    2-Davacı hakkında manevi tazminatın, 30.06.2010 – 19.04.2013 tarihleri arasındaki 1024 gün ve 04.04.2014 – 12.11.2015 tarihleri arasındaki 587 gün için ayrı ayrı belirlenerek faiz başlangıcının her bir tedbirin başlangıç tarihine göre belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    3-UYAP üzerinden yapılan incelemede, davacının Silivri 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/316 değişik iş sayılı kararı ile 30.06.2010 tarihinde tutuklandığı anlaşılmakla, davacının 24.06.2010 tarihinde tutuklandığından bahisle, maddi ve manevi tazminata bu tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 15.02.2018 tarihli, 2018/152 Esas, 2018/376 Karar sayılı "istinaf başvurusunun esastan reddine" dair hükmünün 5271 sayılı CMK'nın 302/2. madde ve fıkrası uyarınca BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK'nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin de Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 22.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara