Esas No: 2011/4191
Karar No: 2011/3671
Karar Tarihi: 18.04.2011
Ödeme - Tarım Bağkur - Tespit - Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/4191 Esas 2011/3671 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespit edilmesi için dava açmıştır. Ancak mahkeme, davacının talebini reddetmiştir. Davacının temyiz itirazları üzerine yapılan incelemede, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği ancak tarımsal faaliyetinin devam edip etmediğinin kayıtlarla ispatlanmadığı anlaşılmıştır. Davacının yaptığı prim ödemesinin, sigortalılık süresinin belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin bu nedenlerle davanın reddine karar vermesi hatalı bulunmuştur ve karar bozulmuştur.
506 S. Sosyal Sigortalar Kanunu (Mülga) [Madde 79]
2926 S. Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu [Madde 2, 3, 5, 7, 9, 10, 36]
21. Hukuk Dairesi 2011/4191 E., 2011/3671 K.
21. Hukuk Dairesi 2011/4191 E., 2011/3671 K.
- ÖDEME
- TARIM BAĞKUR
- TESPİT
- 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 79 ]
- 2926 S. TARIMDA KENDİ ADINA VE HESABINA ÇALIŞANLAR SOSY... [ Madde 7 ]
- 2926 S. TARIMDA KENDİ ADINA VE HESABINA ÇALIŞANLAR SOSY... [ Madde 10 ]
- 2926 S. TARIMDA KENDİ ADINA VE HESABINA ÇALIŞANLAR SOSY... [ Madde 36 ]
- 2926 S. TARIMDA KENDİ ADINA VE HESABINA ÇALIŞANLAR SOSY... [ Madde 5 ]
"İçtihat Metni"
Davacı, 22.4.1993-31.3.2004 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M…
…. B…
…. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 22.04.1993-31.03.2004 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa"ya göre Tarım Bağ-Kur sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa"da 506 sayılı Yasa"nın 79.maddesine koşut geçmiş Tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasanın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa"nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa"nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurumca resen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasanın 36.maddesi kapsamında Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur"a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kuruma başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur"un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı resen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği resen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir.
2926 sayılı Yasanın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, Tarım Satış Kooperatifler Kanununa göre kurulan Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede davacının 22.04.1993 tarihinde davalı Kuruma tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, 29.08.1994 tarihinde 250.000 TL prim ödemesi bulunduğu ziraat odası üyeliğinin, ve Tarım Kredi Kooperatifi ortaklığının bulunmadığı, adına kayıtlı zirai taşınmazının olmadığı, Kuruma verdiği 13.06.1995 tarihli İB formunu ilgili Kurumlara onaylatarak tarımsal faaliyetinin bulunmadığını beyan ederek imzaladığı, Kurum tarafından davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tescil tarihi olan 22.04.1993 tarihi itibariyle sona erdirildiği görülmüştür.
Davacının tescil tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalılığının devam edebilmesi için tarımsal faaliyetin devam ettiğinin kayıtlarla ispatlanması gerekir. Somut olayda davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak 29.08.1994 tarihinde prim ödemesi dışında tarımsal faaliyette bulunduğunu gösteren bir kaydın bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle davacının 29.08.1994 tarihinde yaptığı 250,00 TL prim ödemesinin tescil edildiği, 22.4.1993 tarihinden itibaren ne kadarlık sürenin pirim borcunu karşıladığını davalı Kurumdan sorarak bu sürede tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü gerekir.
Yapılacak iş; davacının yaptığı pirim ödemesinin 22.4.1993 tarihinden itibaren karşıladığı sigortalılık süresini belirleyerek çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden hatalı değerlendirme sonucu davanın tümden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.