Esas No: 2011/4516
Karar No: 2011/3664
Karar Tarihi: 18.04.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/4516 Esas 2011/3664 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 31.05.2006 tarihinden sonraki 2926 sayılı Yasaya tabi hizmetlerinin iptal edilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 31.05.2006 tarihinden sonra 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalı olmadığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulü ile davacının 31.05.2006 tarihinden sonraki 2926 sayılı Yasaya tabi hizmetlerinin iptal edilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının ; 01.01.1997 tarihinden itibaren Yozgat Ziraat Odasına üye olduğu, adına kayıtlı zirai taşınmazlarının bulunduğu, 01.12.2003 tarihinde 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak tescil edilip 31.05.2006 tarihinde terkin edildiği, uyuşmazlık konusu olan dönemde 01.04.2009 ile 08.03.2010 tarihleri arasında kesintili olarak farklı iş yerlerinde 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olarak çalışmaları bulunduğu, Kurum tarafından ziraat odası kaydı dikkate alınarak 01.10.2008 tarihinde 5510 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescili yapılarak 28.04.2010 tarihinde sona erdirildiği anlaşılmaktadır.
Sözü edilen sosyal sigortalılık, kişinin Anayasa’da ifadesini bulan temel sosyal haklardan olan sosyal güvenlik hakkına ilişkindir. Nitekim, Anayasa’nın 12. maddesine göre, herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Anayasa’nın 60. maddesinde ise, “herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve feragat edilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasanın 4/b-4 maddesinde bu ilke aynen benimsenerek tarımsal faaliyette bulunanların sigortalı sayılacakları 92. maddesinde ise kısa ve uzun vadeli sigorta kapsamındaki kişilerin sigortalı ve genel sağlık sigortalısı olması, genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin ise genel sağlık sigortalısı olmasının zorunlu olduğu, bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümlerin geçersiz olduğu bildirilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp, aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu nedenle, sigortalılık hakkından feragat edilemez.
Öte yandan, 5510 sayılı Yasa"nın 6/i maddesinde "Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin bu kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılmayacağı”, 5510 sayılı Yasanın 8/3 maddesinde" tarımsal faaliyeti bulunanların kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt tarihinden itibaren ilgili Kurum ve Kuruluş ve birliklerin sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek en geç bir ay içinde Kuruma vermekle yükümlü olduklarını, ayrıca tarımla uğraşanların kendilerinin de bildirim yapabileceklerinin" 5510 sayılı Yasanın 9/b-5 maddesinde "Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten itibaren sigortalılığının sona ereceği" ve 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 17.4.2008 tarihli 5754 sayılı Yasanın 33.maddesi ile değiştirilen 5510 sayılı Yasanın" sigortalılık hallerinin birleşmesi" başlıklı 53/1 maddesinde ise "Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı bildirilmiştir.
Uyuşmazlık davacının mülga 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olarak çalışmasının 30.09.2009 tarihinde sona ermesi nedeni ile 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 8/2 maddesi uyarınca Ziraat Odası ve Pancar Ekicileri kooperatifi kaydı bulunan davacının tarımsal faaliyeti nedeni ile 01.10.2008 tarihinde tescil edildikten sonra 1.4.2009 tarihinde başlayıp 8.3.2010 tarihine kadar kesintili olarak devam eden 5510 sayılı Yasanın 4-a bendi kapsamında çalışmasının geçerli sayılıp sayılmayacağı ve 1.10.2008-28.4.2010 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasanın 4/b-4 maddesi kapsamında Tarımsal faaliyeti nedeni ile sigortalı sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasanın 53/1 maddesine göre davacının önceden başlayan sigortalılığı Tarım Bağ-Kur olduğundan davacı bu dönemde Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılmalıdır. Ancak, 5510 sayılı Yasanın 9/b-5 maddesinde belirtilen davacının tarımsal faaliyetlerinin sona erip ermediğinin veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girip girmediği ile ilgili araştırma yapılarak sonuca varılmalıdır.
Yapılacak iş; 1.10.2008-28.4.2010 tarihleri arasındaki süre yönünden 5510 sayılı Yasanın 9/b-5 maddesi uyarınca kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, sigortalılığı sona erdiren haller olarak sayılan; tarımsal faaliyetlerinin sona erip ermediğini araştırmak, tarımsal faaliyetinin devam ettiğinin anlaşılması halinde yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olup olmadığını vergi dairesi, Ziraat Odası gibi kuruluşlardan zirai gelirini araştırıp davacının bağ, bahçe, tarla gibi zirai taşınmazlarından zirai faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra yıllık ne kadar gelir elde ettiğinin uzman bir bilirkişiden rapor almak suretiyle belirleyip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunmayan 2926 sayılı Yasanın 6/b maddesi gözetilerek hatalı değerlendirme ve eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.