Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4274 Esas 2012/5083 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4274
Karar No: 2012/5083

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4274 Esas 2012/5083 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Hazine ve Orman Yönetimi arasındaki dava, 103 ada 1 sayılı orman parselinin sınırlandırılması ve bitişik taşınmazın orman sınırları dışında bırakılması nedeniyle açılmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiş, 130 ada 1 parselin bir bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edilmesine ve diğer bölümünün davalı adına tapuya tescil edilmesine hükmetmiştir. Ancak, sicil oluşturma konusunda eksik inceleme yapıldığı için karar Yargıtayca bozulmuştur. Orman içi açıklıklarda tarım veya inşaat yapılmasının ve ormanın özel mülke dönüştürülmesinin yasak olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, tapu ve zilyetlik yoluyla ormandan toprak kazanılması da yasal değildir. Kanunlar arasında 5304 sayılı Yasa, 3402 sayılı Yasa'nın 45. maddesi, ve 6831 sayılı Yasa'nın 17. maddesi detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
20. Hukuk Dairesi         2012/4274 E.  ,  2012/5083 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi, 07/10/2008 tarihli dilekçe ile açtığı davada; 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan çalışmalarda, ... köyü 103 ada 1 sayılı parselin orman niteliği ile sınırlandırılıp, Hazine adına tespit tutanağı düzenlenerek 08/09/2008 tarihinde 30 günlük kısmi ilana çıkartıldığını, bu orman parseline bitişik olan 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazın da orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman alanı dışında bırakıldığını ileri sürerek bu alanın orman sınırları içine alınarak orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili istemiyle Hazineyi hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında taşınmaz zilyetleri davaya dahil edilmişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 130 ada 1 parselin A = (705.23 m2) bölümün orman niteliğiyle Hazine adına, B= (906.41 m2) bölümünün davalı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine tarafından reddedilen bölüme yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
     Mahkemece eski tarihli resmi belgelerin uygulanmasına dayalı araştırma uygulama sonucu çekişmeli 130 ada 1  parselin (A) bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek bu bölümün orman niteliğiyle Hazine adına; (B) bölümünün ise orman sayılmayan yer olduğu belirlenerek davalı adına tesciline  karar verilmiş ise de 130 ada 1 parselde (A ve B) dışında kalan doğudaki taşınmaz bölümü hakkında sicil oluşturulmadığı gibi, 130 ada 1 parselin sınırlarında 103 ada 1 ve 104 ada 49 parsel sayılı geniş orman parselleri bulunduğu halde (B) bölümünün (ve sicil oluşturulmayan doğu kesimin) orman içi açıklık olup olmadığı tartışılmamıştır.
    6831 sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
     6831 sayılı Yasa, madde: 17/1-2
    Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
    Devlet ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 tarih ve 5192 sayılı Yasa ile değişik hali).
    Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
    Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR].
    Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
    Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da  03.03.2005  gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
    Ayrıca; Bu tür yerler yasa gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan toprak kazanımından söz edilemez.
    Mahkemece değinilen yönler gözetilerek taşınmazın (B) bölümünün ve bunun doğusunun  orman içi açıklık olup olmadığı araştırılmalı, taşınmazın tümünün malik hanesinin boş olduğu ve mahkemece re"sen toplanacak delillere  göre doldurulacağı gözönünde bulundurularak (A ve B) dışında kalan kesimin de hangi nitelikle kim adına tescil edileceği hüküm fıkrasında gösterilmeli ve düzenli sicil oluşturulmalıdır. Eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde  hüküm kurulması isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 04.04.2012  günü oybirliğiyle karar verilmiştir.



    Hemen Ara