Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/3141 Esas 2011/3624 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3141
Karar No: 2011/3624
Karar Tarihi: 18.04.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/3141 Esas 2011/3624 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi için dava açmıştır. Mahkeme, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, tazminatın belirlenmesinde kullanılan verilerin öncelikle belirlenmesi gerektiği, gerçek ücretin esas alınması koşuluyla yapılan hesaplamaların doğru olduğu ve meslek odasından emsal ücret araştırılması gerektiği belirtilerek, davacıların temyiz itirazları kabul edilmiş ve hüküm bozulmuştur. Kararda belirtilen kanun maddeleri: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 435/2. maddesi.
(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2010/3141 E.  ,  2011/3624 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi davacılar vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 435/2. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.


    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava davacıların yakınlarının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, S.G.K tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
    Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının hak sahiplerinin maddi zararlarının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
    Somut olayda davacılar murisi Turgut Bakmak"ın olay tarihindeki ücretinin asgari ücret olduğunun kabulüyle hesaplanma yapılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak sonuca varılmıştır. Gerçekten S.G.K müfettişi raporunda murisin aldığı ücret, günlük 17,70 TL olarak asgari ücretten gösterilmiş, imzalı işyeri ücret bordrosu bulunmayıp, tanıklarca ölenin yevmiyesinin günlük net 50,00 TL olduğu belirtilmiş ve meslek odasından emsal ücret araştırılmamıştır. Davacılar tarafından murisin günlük net 55,00 TL ücret aldığına ilişkin iddiaları ispatlanmış değildir. Ancak hesaplamaya esas ücretin ilgili meslek kuruluşundan araştırılması gerekmektedir.
    Yapılacak iş öncelikle davacılar murisi işçinin olay tarihinde 39 yaşında tecrübeli bir kalıp ustası olduğu ve kalıp ustasının asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözetilerek yaşı, meslekteki kıdemi, eğitim durumu, yaptığı iş belirtilerek emsal işçinin ilgili meslek odasından olay tarihinden müzekkerenin yazıldığı tarihe kadar alabileceği aylık net ücreti her yıl için ayrı ayrı sorularak gerçek ücret belirlendikten sonra maddi tazminatı yeniden hesaplatmak ve kurum tarafından bildirilen hüküm tarihine en yakın tarihteki peşin sermaye değerini zarardan indirmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının hesap raporuna yönelik öteki itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalılara yükletilmesine, 18.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara