Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/470 Esas 2022/4959 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/470
Karar No: 2022/4959
Karar Tarihi: 23.06.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/470 Esas 2022/4959 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2021/470 E.  ,  2022/4959 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
    Hüküm : TCK'nın 134/2, 43, 62, 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık ...’ın, aralarındaki arkadaşlık ilişkisini sona erdiren mağdur ...’yle tekrar iletişim kurma çabalarına olumlu yanıt alamayınca, üzerinde iç çamaşırları olan 14 yaşındaki mağdurun fiziksel mahremiyetine ilişkin özel fotoğraflarını, 18.12.2013 - 24.12.2013 tarihleri arasında, mağdurun arkadaşı olan tanık Binnur’a göndererek, TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu, aynı Kanunun 43/1. madde ve fıkrası kapsamında zincirleme şekilde işlediği iddiası ile sanık hakkında kamu davası açıldığı olayda;
    Mağdura ait özel fotoğrafların, sanık tarafından, mağdurla tekrar iletişim kurmak amacıyla ve 18.12.2013 tarihinden 24.12.2013 tarihine kadar değişik zamanlarda tanığa gönderildiğine dair dosyada mevcut delillere ve sanığın ikrarına göre, sanığa yüklenen zincirleme şekilde görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun sübut bulduğuna dair yerel mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki; “TCK'nın 43/1. madde ve fıkrası kapsamında zincirleme suç hükmünün koşullarının oluştuğuna dair yasal, yeterli gerekçe belirtilmeksizin yazılı şekilde verilen cezada artırım yapılması” nedenine dayalı olarak hükmün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiş; “18/12/2013 - 24/12/2013” olan suçun işlendiği tarihin, gerekçeli karar başlığına, “22/12/2013” olarak yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiş, T.C. Anayasa Mahkemesinin TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan ve hükümden önce 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan iptal kararına yanlış anlam verilerek, TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki hak yoksunluklarının uygulanmaması isabetsizliğinin, infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; ayrıca, uzlaştırma kapsamına giren görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, bu kapsama girmeyen şantaj suçuyla birlikte işlendiği dosya kapsamından anlaşılmakla uzlaştırma hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmadığı kabul edilmiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin unsurları oluşmayan suçtan dolayı usul ve hakkaniyet ilkelerine aykırı şekilde mahkumiyet hükmü kurulmasının isabetsiz olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Katılanın kendisini bir vekille temsil ettirdiği gerekçesiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca sanığın katılana vekalet ücreti ödemesine hükmedilmiş ise de; katılanın suç ve karar tarihi itibarıyla on sekiz yaşını doldurmamış olması nedeniyle CMK’nın 234/2 ve 239/2. madde ve fıkraları uyarınca mahkemenin istemi üzerine Baro tarafından katılana bir vekil tayin edildiği, tek oturum süren duruşmanın bu vekil tarafından takip edildiği, katılanın bu vekile ayrıca bir vekalet verdiğine ilişkin vekaletnameye dosyada rastlanılmadığı anlaşılmakla, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/1. madde ve fıkrası koşulları oluşmadığından, sanık aleyhine katılan lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin ve 5320 sayılı Kanunun 5560 sayılı Kanunla değişik 13. maddesi gereğince Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafii ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin 2016 Yılı Tarifesine göre tespit edilecek zorunlu vekillik ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 5. paragrafındaki; “Katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.800,00 TL maktu ücreti vekaletin sanıktan alınarak katılan tarafa verilmesine,” ibarelerinin, “Yaşı küçük katılan ...’ye CMK’nın 234/2 ve 239/2. madde ve fıkraları uyarınca baro tarafından vekil atanmasından dolayı 5320 sayılı Kanunun 5560 sayılı Kanunla değişik 13. maddesi gereğince Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafii ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin 2016 Yılı Tarifesine göre tespit edilen 364,00 TL zorunlu vekillik ücretinin yargılama gideri olarak sanıktan tahsil edilmesine,” ibareleri ile değiştirilmesi suretiyle, eleştiri dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara