Esas No: 2019/12796
Karar No: 2022/4981
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12796 Esas 2022/4981 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2019/12796 E. , 2022/4981 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : CMK’nın 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanması ile; TCK'nın 89/1, 89/2-b.e, 62/1, 52/2-4. maddelerine göre mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Taksirle yaralama suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, TCK'nın 89/1, 89/2-b.e, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince 4.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tâbi tutulmasına dair Kemaliye Sulh Ceza (Kapanan) Mahkemesinin 30/04/2013 tarihli, 2011/46-2013/19 sayılı kararının 04/07/2013 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 04/09/2014 tarihinde işlediği tehdit suçu nedeniyle, Kemaliye Asliye Ceza Mahkemesinin 15/09/2015 tarihli, 2014/57-2015/50 sayılı ilamı ile mahkumiyetine karar verildiği, hükmün 26/10/2015 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak, önceki hükmün CMK'nın 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair kararı kapsayan dosya incelendi.
İncelenen dosyada, 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının dayanağı olan bildirime konu Kemaliye Asliye Ceza Mahkemesinin 15/09/2015 tarihli, 2014/57-2015/50 sayılı hükmü ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 106. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen hali ile tehdit suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyet hükmü verildiği anlaşılmakla; hükümden sonra, 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan değişiklik uyarınca, 5237 sayılı TCK'nın 106. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen hali ile tehdit suçu, uzlaşma girişiminde bulunulacak suçlar kapsamına alındığından, 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi uyarınca "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usulü göre ihbara konu hüküm ile ilgili uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre, hükmün açıklanıp açıklanmayacağı hususunda bir karar verilmesinde zorunluluk bulunması ile taraflar arasında uzlaşma sağlanamaması halinde ise;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ''taksirle yaralama'' suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK'nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas - 2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas - 2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ''...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış...'' ibarelerinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 23.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.