Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3494 Esas 2012/5038 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3494
Karar No: 2012/5038

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3494 Esas 2012/5038 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın konusu, bir taşınmazın orman kadastrosunda orman sayılmayarak orman alanı dışında bırakılması ve tapuda davalı gerçek kişinin adına kayıtlı olmasıdır. Mahkeme, davanın kabulü ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar vermiştir. Ancak, Yargıtay, hükme esas alınan orman bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu belirterek, taşınmazın öncesinin belgelerde nasıl nitelendirildiğinin belirlenmesi için yeniden bir inceleme yapılması gerektiğine hükmetmiştir.
Kanun Maddeleri: 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar, 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları (Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır).
20. Hukuk Dairesi         2012/3494 E.  ,  2012/5038 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi, ... köyü 1619 parsel sayılı, 4517 m2 yüzölçümlü taşınmazın, davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlı olduğunu, yörede 1998 tarihinde yapılan ve 14/02/2007-14/08/2007 tarihleri arasında ilan edilen orman kadastrosunda öncesi orman olan taşınmazın kadastro komisyonu tarafından orman sayılmayarak orman alanı dışında bırakıldığını iddia ederek, işlemin iptali ile taşınmazın orman alanı içine alınmasını istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede arazi kadastrosuna 1981 yılında başlanmış, 04.01.1983 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir. Kadastro sırasında çekişmeli taşınmaz zeytinli tarla niteliği ile tespit edilmiş, daha sonra 1985 yılında satış yoluyla davalılara geçmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda, taşınmazın eski tarihli memleket haritasında yeşil renkli ormanlık alanda kaldığı belirtilmiş ise de, rapora ekli memleket haritasında taşınmazın yeşil alanda kalıp kalmadığı duraksama oluşturduğu gibi haritada yeşili açıklamayan herhangi bir rumuzun da bulunmadığı, taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının yaşı, dağılımı ve deliceden aşılama ise aşılama yaşlarının da belirtilmediği görülmüştür. Bu haliyle rapor yetersiz olup hükme esas alınamaz. Diğer taraftan taşınmaz, Haziran 1971 tarih ve 211 sayılı tapu kaydı uygulanarak kadastro sırasında tespit edildiği halde, bu tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren bütün tedavülleri getirtilerek usulüne uygun olarak uygulanmamıştır. Bu nedenlerle;
    Mahkemece, dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, omşu parsel ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla
    yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; raporda, taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının yaşları, dağılımı ve deliceden aşılıma ise aşı yaşları belirlenmeli, memleket haritasındaki yeşil tonun, yaşları dikkate alındığında mevcut zeytin ağaçlarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı tartışılmalı; bundan ayrı, yerel bilirkişi yardımıyla ve kadastro fen bilirkişi marifetiyle davalının dayanağı tapu kaydı çevre komşu parsellerin dayanaklarını teşkil eden tapu kayıtlarıyla birlikte uygulanmalı; hudutların birbirlerini ne okuduğu denetlenmeli; 3402 sayılı Yasanın 20/A maddesine göre, “kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırları itibar” olunacağından, çekişmeli taşınmazın tevzi haritası ve tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı, plan ve krokinin fenni sıhhate haiz olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile örtüşüp örtüşmediği uygulama sonunda raporda tartışılmalı; bütün deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 03/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara