Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3715 Esas 2012/5035 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3715
Karar No: 2012/5035

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3715 Esas 2012/5035 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı Orman Yönetimi, orman kadastrosuna itiraz davasında yapılan hükmü temyiz etti. Davacı, zilyetliğe dayanarak orman kadastrosu sırasında taşınmazının orman sınırı içine alındığını iddia ederek dava açtı. Mahkeme, davanın kabulü ile taşınmazlara parsel numarası verilerek davacı adına tapuya tescil edilmesine karar verdi. Davalı Orman Yönetimi bu kararı temyiz etti. Ancak Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, orman içi açıklıkların özel mülke dönüşmesini önlemek için kanunlar tarafından açıkça yasaklandığını, bu nedenle dava konusu taşınmazların tapuya kaydedilemeyeceğini belirtti. Kararda, Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26. maddesi, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17. maddesi ve 5304 sayılı Orman Kanunu'nun 14. maddesi gibi çeşitli yasal düzenlemelere atıfta bulunuldu.
20. Hukuk Dairesi         2012/3715 E.  ,  2012/5035 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, zilyetliğe dayanarak yörede ilk kez yapılan ve 03/04/2007 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu sırasında ... köyünde bulunan taşınmazının orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu, bu yere ait sınırlamanın iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davanın devamı sırasında yörede genel arazi kadastro yapılarak davalı taşınmazların içinde bulunduğu orman parseli hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeksizin 102 ada 1 parsel numarası verilerek 3402 sayılı yasanın 22/son maddesi gereğince orman niteliği ile kütüğe aktarılmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile 02/07/2009 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) işaretli 3661,12 m2, (B) işaretli 2020,06 m2 ve (C) işaretli 9985,14 m2 yüz ölçümlü taşınmazlara parsel numarası verilerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
    Mahkemece, dava konusu 102 ada 1 sayılı parselin (A), (B) ve (C) işaretli bölümleri yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, taşınmazların dört tarafının 102 ada 1 sayılı büyük orman parseli ile çevrili ve 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, gerek 26/05/1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 31/05/1970 gün ve 531 sıra no"lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 25/07/1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15/07/2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "... 6831 sayılı Yasanın 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı" öngörülmüştür.
    6831 sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
    6831 sayılı Yasa, madde: 17/1-2
    Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
    Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 gün ve 5192 sayılı Yasa ile değişik hali).
    Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
    Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15/07/2004 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
    Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10/12/1997 ve gün 1997/20-830/1034, 10/12/1997 gün 1997/20-808/1039, 08/02/1999 gün 1999/7-22-43, 13/10/1999 gün 1999/8-689-822, 03/04/2002 gün 2002/8-230-261 ve 22/10/2003 gün 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11/10/2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
    Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
    Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
    Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazların özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 03/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara