(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2010/3103 E. , 2011/3597 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı,primleri işverence Kuruma yatırılan ancak kağıtlarda görünmeyen 1989-1992 yılları arasındaki çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı,primleri işverence Kuruma yatırılan ancak kayıtlarda görünmeyen 1989-1992 yılları arasın da kalan çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece.davanın hakdüşürücü sürenin geçmiş olması nedeni ile usulden,ispatlanamadığı gerekçesi ile de esastan reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya aykırıdır.
Gercekten,görülmekte olan bir dava da öncelikle davanın görülebilmesi için yasalarca düzenlenen şartların bulunup bulunmadığı incelenir.yasal şartlar oluşmamış ise işin esasına girilmeden davanın usulden reddine karar verileceği hukuk sistemimizin yerleşmiş kuralları gereğidir.Bu nedenle mahkemenin davanın hem usulden hem de esastan reddine dair verdiği karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre de;
Dava, Davacının dava dışı işveren nezdinde 26.05.1989 tarihli bildirgeye dayalı olarak geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen sigortalı hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir. Bu yönü ile davanın yasal dayanağı belirgin olarak 5510 sayılı Yasanın 86/9 maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen sigortalılar çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi,dönem bordrosu) verilmesi durumunda 5 yıllık hak düşürücü süreden bahsedilemiyeceği açıktır.
Somut olayda davacı ile ilgili olarak 26.5.1989 tarihli işe giriş bildirgesi verilmiş olup davanın hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesi ile reddi doğru değildir.Ayrıca niteliği itibari ile işverenin hak alanını ilgilendiren bu tür hizmet tespiti davaların da işverenin yasal hasım olduğu açık olup Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2008 gün ve 2008/21-779 E-760 K sayılı ilamın da da belirtildiği üzere yöntemince davaya katılması sağlanmadan işverenin yokluğunda davaya devam edilmesi de doğru olmamıştır.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.