Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/1961 Esas 2022/5026 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/1961
Karar No: 2022/5026
Karar Tarihi: 23.06.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/1961 Esas 2022/5026 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2022/1961 E.  ,  2022/5026 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme
    Hüküm : CMK’nın 223/2-c maddesi uyarıca; beraat


    Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık ...’ın olay tarihinde Bağcılar Özel Medipan Tıp Merkezinde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı olarak, doktor olan sanık ...’nun ise yine aynı tıp merkezinde sorumlu müdür olarak görev yaptığı, sanık ...’ın ise acil tıp teknisyeni olduğu; 8 yaşındaki erkek hastanın ailesi tarafından öksürük ve nefes darlığı şikayeti ile 04.03.2013 günü gece saat 00:01’de özel tıp merkezine getirildiği, sanık doktor Mehmet Sadık tarafından hasta muayene edilerek astım-bronşit teşhisi konulduğu ve ateş düşürücü ilaç verilerek eve gönderildiği, aynı gün saat 05:00 sıralarında çocuğun kötüleşmesi üzerine ikinci defa aynı tıp merkezine getirildiği, bu sefer aynı doktorun anneden aldığı bilgi doğrultusunda, aynı türden ilaçların daha önceden de çocuğa enjekte edildiğini öğrenmesi üzerine, Novasef adlı iğneyi reçete ettiği ve hastayı eve gönderdiği, hasta ve yakınlarının aynı gün saat 14:00 sıralarında aynı tıp merkezine üçüncü defa geldikleri ve acil tıp teknisyeni sanık ...’ın, sanık doktorun yazdığı Novasef adlı ilacı çocuğa enjekte ettiği, hasta ve yakınlarının tıp merkezinden ayrılmalarından yaklaşık 15 dakika sonra, çocuğun morarmış bir şekilde acile getirildiği, acilde nefes alamayan çocuğa kalp masajı ve ağızdan balonlu solunum yapıldığı, CPR’ye başlanıldığı, 15 dakika önce Novasef iğne enjekte edildiğinin öğrenilmesi üzerine damar yolu açılıp adrenalin yapıldığı, kalbi dönmeyen hastaya elektro şok uygulandığı, yaklaşık 45 dakika sonra kalbi çalışan hastanın, bilinci kapalı şekilde ambulansla Kanuni Sultan Süleyman Hastanesine sevk edildiği, burada yoğun bakım ünitesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen 20.03.2013 tarihinde öldüğü olayda;
    20.11.2013 tarihli 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu ile “....otopsisinde iç organlarda tespit edilen makroskopik ve mikroskobik bulgularda dikkate alındığında çocuğun ölümünün ilaç anaflaksisi (seftriakson anaflaksisi) sonucu meydana gelmiş olduğu dikkate alındığında; çocuğun muayenesinin yapıldığı, tanıya uygun olarak ilaçların reçete edilmiş olduğu, ilaç anaflaksisinin öngörülemez ve önlenemez bir durum olduğu, ilacın yapılış şekli ile ilgisinin olmadığı anaflaksiye neden olan ilacın endikasyonununda uygun olduğu, anflaksi gelişmesi üzerine gerekli yeniden canlandırma işlemide uygulandığı dikkate alındığında çocuğun muayene, takip ve tedavisinde yer alan ilgili hekimlere ve yardımcı sağlık personeline atfı kabil bir kusurun bulunmadığı oy birliği ile mütalaa olunur...” şeklinde belirtidiği;
    Dairemizin bozma ilamına uyularak, sanıkların kusur durumunun ve meydana gelen ölüm neticesi ile eylemleri arasında illiyet bağının olup olmadığının yeniden değerlendirilmesi sonucu alınan 13.08.2020 tarihli Adli Tıp 3.Üst Kurulu raporunda özetle “...Öksürük ve nefes darlığı şikayetleri bulunan hastanın çocuk sağlığı ve hastalıkları uzman hekimi tarafından muayenesinin yapıldığı, astım-bronşit tanısı konularak reçete edilen tedavinin endikasyonu bulunduğu ve uygulama şeklinin tıbben doğru olduğu, daha önce de aynı grup antibiyotik (sefalosporin) tedavisi uygulanmış olan ve allerji öyküsü bulunmayan hastada antibiyotik enjeksiyonu uygulamasından sonra bir müddet gözlenmesinin tıbbi gerekliliği bulunmadığı, ilaca (seftriakson) bağlı olarak ortaya çıkan anaflaksinin her türlü dikkat ve özene rağmen gelişebilen bir komplikasyon olarak nitelendirildiği, söz konusu komplikasyonu gidermeye yönelik gerekli tıbbi müdahalelerin uygun şekilde yapılmış olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu olayda davalı sağlık personeline tıbbi hata atfedilmediği oy birliği ile mütalaa olunur...” şeklindeki görüşü karşısında, mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanıkların taksirinin bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin son celse yetki belgesi olan stajyer avukatın duruşmaya kabul edilmemesinin savunma hakkını kısıtladığına, yapılan enjeksiyon sonrası hastanın tıp merkezinde bekletilerek gözlem altına alınması gerektiğine, yapılan enjeksiyon için veliden yazılı ve sözlü onam alınmadığına, sanıkların kusurlu olduklarına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 23.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara