Esas No: 2011/14797
Karar No: 2012/5020
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/14797 Esas 2012/5020 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı gerçek kişiler, murisleri adına kayıtlı tapu kayıtlarının, orman alanları ve askeriye tarafından el konulan sahaların da bulunduğu devletleştirme sonrasında tapuda kayıtlı kalan bölümü için tazminat istemişlerdir. Ancak mahkeme, tapu kayıtlarının orman tahdidinin içinde kaldığını ve daha sonraki işlemlerde de durumun değişmediğini belirterek davanın reddine karar vermiştir. Karar, Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince tazminat istemiyle açılan davayı reddetmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 3116 sayılı Yasa
- 1744 sayılı Yasa
- 6831 sayılı Yasa
- 2896 sayılı Yasa
- 3302 sayılı Yasa
- Medeni Yasanın 1007. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişiler, 06.08.2008 tarihli dilekçeleriyle murisleri ... mirasçıları adına kayıtlı Haziran 1338 tarih 15 ve Haziran 1947 tarih 6 sıra numaralı tapu kayıtlarının,... Bey adına oluşturulan Cilt 24, Sayfa 16, Sıra 2"de kayıtlı ... Çiftliği tapusunun dava dışı 2524, 2526, 2527 sıra numaralı tapulara uygulanmışa da, aralarında Cilt 3, sayfa 8 ve sıra 7 numaralı tapu kayıtlarının kayden açık kalıp hiçbir parsele uygulanmadığı, tapu kapsamında devletleştirilen orman alanları ile askeriye tarafından el konulan sahaların da bulunduğu, 1945 yılında çıkarılan yasaya göre yapılan devletleştirme üzerine bir yıllık süre içinde ilgililerinin alacak talep etmeleri için hak tanınmışsa da, bu süre sonunda haklarının yok olmayacağı, zira devletleştirme işleminin kendilerini tebliğ edilmeden hüküm doğurmayacağı, tapu kayıtların kapsamındaki taşınmazlardan devletleştirilen orman alanları içinde kalalan bölümü için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.000,00.-TL. tazminatın dava tarihinden itibaren kamu alacaklarında uygulanan faiz oranı uygulanarak davalı yönetimlerden alınarak kendilerine verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davacıların tutundukları tapu kayıtları kapsamının yörede 1939 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı, sonraki işlemlerde durumunun değişmediği, halen devlet ormanı sınırları içinde bulunduğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince tazminine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu (...) ... köyünde ilk orman tahdidi 1939 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşmiş, daha sonra 1 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılıp 06.07.1981 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 44 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1985 yılında yapılıp 22.05.1985 tarihinde ilan edilen aplikayon, herhangi bir şekilde tahdit dışında bırakılmış olan ormanların kadastrosu ve 2896 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B uygulaması, 59 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılıp, 31.03.1988 tarihinde ilan edilen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B uygulaması yapılıp 22.05.1985 tarihinde ilan edilmiş, dava tarihi itibariyle bu işlemler kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacı tarafın tutunduğu Haziran 1947 tarih 6 ve 7 sıra numaralı tapu kayıtlarının fen bilirkişi Aydın Özenç tarafından düzenlenen 10.11.2000 tarihli krokide mavi çizgi ile gösterilen dalyan ve voli mahalli olarak
gösterilen yerleri kapsadığının, tapu malikleri tarafından askeri mıntıka olarak kamulaştırmasız olarak el konulduğu, bedelinin tazmini iddiasıyla açılan davanın, tapu kapsamının deniz içindeki dalyan ve voli yeri olarak Karadeniz içinde kaldığı da belirlenerek kabulüne ilişkin Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.10.1968 gün ve 1972/945 esas ve 1983/173 karar sayılı kararı, Milli Savunma Bakanlığı tarafından tapu malikleri aleyhine, kamulaştırmasız el atma davası nedeniyle tapu maliklerine bedelini ödedikleri taşınmazların Hazine adına tescili istemiyle açılan davanın tapu kapsamının deniz içinde kaldığı tapuya tescil edilemeyeceği gerekçesiyle reddine ilişkin Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.06.1999 gün ve 1986/69 esas ve 1989/781 karar sayılı kararı ile belirlendiği, tapu maliki gerçek kişiler ile Hazine ve dava dışı 2524 sayılı parselin tespit malikleri arasında görülen kadastro tespitine itiraz davasında dayanılan Haziran 1947 tarih 6 ve 7 sıra numaralı tapu kayıtlarının dava konusu yerleri kapsamadığı ve kadastroda başkaca parsele revizyon görmediği, dayanılan voli ve dalyan nitelikli bu kayıtların deniz içinde kaldığı, kadastroda revizyon görmediği belirlendiğinden ... mirasçıları ... ve arkadaşlarının davalarının reddine ilişkin kadastro mahkemesinin 26.10.1993 gün ve 1993/12 esas ve 1993/11 karar sayılı kararının kesinleştiği, tapu maliklerin ve mirasçıların bağlayan kesinleşmiş bu mahkeme kararları ile dayanılan tapu kayıtlarının karada kapsadığı bir yer olamayacağı, denizde kapsadığı yer için zaten bedelinin kesinleşen mahkeme kararları gereğince tapu maliklerine ödendiği gözetilerek davanın bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken, dayanılan tapu kayıtlarının bulunduğu yerde orman tahdidinin 1939 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılarak kesinleştiği sonraki işlemlerde durumunun değişmediği taşınmazın halen devlet ormanı sınırları içinde olduğunun belirlendiği gerekçesi doğru değilse de, davanın reddi doğru olduğundan, gerekçesinde açıklandığı şekilde düzeltilerek, sonuç itibariyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişilere yükletilmesine 03/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.