Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16431 Esas 2012/5019 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/16431
Karar No: 2012/5019

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16431 Esas 2012/5019 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/16431 E.  ,  2012/5019 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı gerçek kişi 05.03.2010 günlü dilekçesiyle ... köyü 461 sayılı parselin kesinleşmiş 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, hak sahipleri tespit komisyonu tarafından bu taşınmazda payları dahilinde hak sahibi olarak belirlendiği, parselin kendi paylarına düşen bölümünün rayiç bedelini ödeyip, tapuyu almaya hak kazandığı halde, tapuda devir işleminin yapılmadığı, çekişmeli parselin davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ve adına tapuya tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, kulanım durumuna göre taşınmaz ifraz edilmediği sürece, hak sahipleri tespit komisyonu ve satış komisyonunun, taşınmazın yüzölçümü payda olarak kabul edilmek suretiyle yaptığı satışların infaz olanağı bulunmadığından, 2924 sayılı Yasanın satışa ilişkin hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2924 sayılı Yasa hükümlerine göre hak sahipleri belirlenerek rayiç bedeli tahsil edilen ancak, tapuda tescil işlemi yapılmayan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1946 tarihli ilk orman kadastrosu ile 1980 yılında yapılıp, 10.04.1981 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 2896 sayılı Yasa hükümlerine göre 1985 yılında yapılıp 28.10.1985, 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre 1988 yılında yapılıp 23.12.1988 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları vardır.
    ... Köyünde 1978 yılında yapılan ve 02.06.1978 - 03.07.1978 tarihleri arasında ilan edilen genel kadastroda ... köyü 64 sayılı parselin Hazine adına tespitinin kesinleşmesinden sonra, ifrazen, 461 sayılı parselin oluştuğu, 461 sayılı parselin Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu yönünde taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın bu parselin bir kısım payının 2924 sayılı Yasa hükümlerine göre satılıp satılamayacağı ve satılan bu payların alıcılar adına tescil edilip edilemeyeceğine ilişkin olduğu,
    Yörede 1998 yılında çalışmaya başlayan hak sahiplerini tespit komisyonunca 461 sayılı parsel toplam 163839 pay kabul edilerek 31157 payının ..., 6212 payın ..., 15031 payın ..., 18187 payın ..., 5934 payın ..., 21657 payın İ..., 6212 payın ..., 7421 payın ..., 6274 payın ..., 600 payın ..., 6213 payın ..., 6213 payın ..., 12425 payın
    ..., 6212 payın ... ya satıldığı ve satış bedellerinin 2000 yılında Or-köy Baş Mühendisliğine ödendiği, Or-köy Batı Akdeniz Bölge Müdürlüğü Or-köy Baş Mühendisliği 2/B Satış Komisyonu Başkanlığının bu payların satın alanlar adına tescilinin istendiği ancak tescil edilmediği, ... köyü 461 sayılı parselin diğer paylarının bir kısmının dava dışı başka kişilere satıldığı ancak bir kısım payın Hazine üzerinde kaldığı anlaşılmaktadır.
    Ağustos 2007 tarih ve 8 sayılı YARGITAY KARARLARI DERGİSİNDE yayınlanan, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.12.2006 gün ve 2006/14641-17945 sayılı kararında da açıklandığı gibi, ... köyünde makiye ayırma çalışması yapan komisyon yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun kurulmadığı gibi, yasa ve yönetmelik hükümlerine de aykırı çalıştığından, bu nedenle yaptığı makiye ayırma işlemine değer verilemez. Yasa ve yönetmelik hükümlerine uyulmadan yapılan çalışma sonunda makiye ayrılan yerlerin tevzii işlemlerinin de yapılmamıştır. Makiye ayrılan yerlerde özel yasaları gereği oluşturulan tapu kayıtları dışındaki kayıtlar ile zilyetliğe değer verilmez. Makiye ayırma işleminin orman sınırları dışına çıkarma değil Orman Yönetiminin bir içi işi, başka deyişle tespit işlemidir. Bu nedenlerle, makiye ayırma işlemi nedeniyle ... köyü 461 sayılı parselin Hazinenin özel mülkü olduğu kabul edilmez. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 30.04.2010 günlü kararında da 1) 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen ve tapuya tescil edilen orman kadastro (tahdit) sınırları içinde bulunan ve 1996/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile kabul edilen konunun bu içtihadı birleştirmenin kapsamı dışında olduğuna, aynı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen, ancak tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Yasa ile değişik 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığının, 27/01/2009 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 5831 sayılı Yasanın 5. maddesi ile 6831 sayılı Orman Yasasına eklenen ek 10. madde hükmünün maki tespit komisyonlarınca 5653 sayılı Yasa uyarınca maki olarak tespit edilen yerlere de uygulanması gerektiğine ve bunun sonucu olarak bu yerlerin tespit tarihinden itibaren imar, ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılmasına olanak bulunmadığına karar verilmiştir.
    ... köyünde çalışan hak sahipleri tespit komisyonu, rayiç bedeli tespit komisyonu ve satış komisyonlarının aslında tapu kaydına göre ... köyü 461 sayılı parselin paylar halinde satışına ilişkin kararlarının infaz olanağı yoktur. Şöyle ki; paylı mülkiyette, paydaşların her biri taşınmazın tamamını payları oranında kullanmak hakkına sahip olduğuna göre, 2924 sayılı Yasa kapsamında olmayan ve satışa konu olmayan bölümünde, 2924 sayılı Yasa hükümlerine göre satış yapılan kişilerce kendilerine satılan pay oranında taşınmaza malik olması söz konusu olacağından, dava bu haliyle kabul edilemez.
    Yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının kesinleşmesi halinde, davacıların ödedikleri satış bedelini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri alma hakları bulunduğu gibi, dava nedeni ve mahkeme gerekçesine göre, 29.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Geçici 4. maddesinin “6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir.
    Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz.
    Bu maddeye göre yapılacak kadastro sırasında orman ve Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin sınır nokta ve hatları; orman kadastro tutanakları esas alınmak suretiyle orman işletme müdürlüğünce görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi ya da orman mühendisinin iştirak ettirildiği kadastro ekibince zemine aplike edilir. Bu çalışmalar sırasında kadastro veya orman haritalarında düzeltmeyi gerektiren tutanak, pafta ve zemin
    uyumsuzluğunun tespiti halinde, yukarıda oluşturulan kadastro ekibince teknik mevzuata uygun hale getirilir. Bu çalışmalara kadastro kontrol mühendisi de iştirak ettirilir. Çalışma sonucunda bir zabıt düzenlenir ve bu zabıt ekip görevlileri ile kontrol mühendisi tarafından birlikte imzalanır. Düzeltme işlemleri, orman mevzuatı ile tapu ve kadastro mevzuatına göre yapılmış ve bu Kanuna göre yapılacak askı ilanı ile de ilan ve tebliğ edilmiş sayılır.
    Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, daha öncesi tescil edilmiş olduğuna bakılmaksızın Maliye Bakanlığının talebi üzerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce fiili kullanım durumları dikkate alınmak suretiyle ifraz ve/veya tevhit de yapılabilir. Bu işlemler sırasında, orman ve kadastro haritalarında tespit edilen fenni hatalar, yukarıdaki üçüncü fıkrada belirtilen usul ve esaslara göre düzeltilir.
    Bu madde kapsamındaki kadastro, ifraz ve tescil işlemleri, 3194 sayılı İmar Kanunu ile 03/07/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunundaki kısıtlamalara tabi olmaksızın yapılır.
    Kadastro çalışmalarına başlanılmadan önce, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin içerisinde özel kanunlarına göre değerlendirilmesi gereken alanlar bulunup bulunmadığı kadastro müdürlüğünce ilgili kurum ve kuruluşlarına yazı ile sorulur. İlgili idarelerce 15 gün içerisinde kadastro müdürlüğüne bilgi verilir. Bu süre içinde cevap verilmediği takdirde, söz konusu alanların bulunmadığı yönünde cevap verilmiş sayılır. Bu bilgilere veya ilgili idarelerce zeminde gösterilen sınırlara göre bu yerler içindeki bu alanların sınırları ölçülerek krokisinde gösterilir ve beyanlar hanesinde belirtilir.” hükmüne göre yapılacak kadastroda kullanıcı oldukları belirtilerek Hazine adına tespit ve tescilinin yapılmasından sonra ya da mahkemenin bu ret kararının gerekçesi değiştirildiğinden yeniden açılacak bir davada kesin hüküm olmayacağından çekişmeli parsel satış bedelini geri almayan kişiler yönünden yeni bir davanın konusu olabilecektir.
    Açıklanan hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve Yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişiye yükletilmesine 03/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara