Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4247 Esas 2022/6201 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4247
Karar No: 2022/6201
Karar Tarihi: 27.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4247 Esas 2022/6201 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı eczacı, davalı kurumun kendisine haksız ve usulsüz olarak cezai şart uyguladığını iddia ederek bu uygulamanın iptali için dava açmıştır. Mahkemece bilirkişi raporu alınarak yapılan incelemeler sonucunda davacının talebi reddedilmiş, hakkında uygulanan cezai şartın dayanağı olan protokol maddeleri karar metninde yer almamıştır. Yargıtay kararı ise protokol maddelerinin 2016 ve 2020 yıllarında yürürlüğe giren versiyonlarına göre değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle, ilk bentte davacının lehine olacak şekilde kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri şunlardır: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi, HUMK'nın 428. maddesi, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2022/4247 E.  ,  2022/6201 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    VEK. AV. ...

    Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı eczacı; davalı kurumun 2013 yılı protokolüne dayalı olarak aleyhine 24.815 TL cezai şart uyguladığını, davalı kurumca düzenlenen ceza tutanağından hangi reçeteler yönünden hangi eyleme ceza verildiğinin anlaşılamadığını, iddia edilen muayene katılım payını tahsil etmemek amacıyla reçete girilip silinmesinin söz konusu olmadığını, böyle bir zorunluluğu olmadığını, tahakkuk ettirilen bedelin kurumdan olan alacağından mahsubunun da haksız olduğunu iddia ederek; 15/06/2015 tarihli yazı ile haksız ve usulsüz olarak tahakkuk ettirilen alacak ve cezai şartın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı; sözleşme hükümlerine uygun olarak yapılan işlemin dayanağının davacının muayene katılım payını tahsil etmemek amacıyla reçete girilip silimesi eyleminin tespit edilmesine dayandığını, bu doğrultuda 2013/11 dönemi için 2.500TL, 2013-/2 dönemi için 4.250TL, 2014/01 dönemi için 5.355TL, 2014/02 dönemi için 5.355TL, 2014/03 dönemi için 8.500TL, 2014/04 dönemi için 2.000TL olarak uygulanan ceza bedellerinin mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesince İş Mahkemesi sıfatıyla verilen yetkisizlik kararı, Yargıtay (Kapatılan) 10. Hukuk Dairesince verilen 14/03/2019 tarihli, 2016/6170 E 2019/2432 K sayılı kararla davanın, açık kanun hükmü ile iş mahkemesinde görüleceği belirtilmemiş olan sözleşme hükümlerine aykırılıktan kaynaklanan alacak davası olduğu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi gereğince görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece; bilirkişi raporu aldırılarak tüm silme - atlatma işlemlerinin tek bir eczanede ve o eczaneye ait bilgisayarda yapıldığının anlaşıldığı, hiçbir işlem davacının 06/04/2011 tarihinden itibaren kullandığı IP numarası ile yapılmamış ise de eczanesi adına yapılan işlemlerden ve bu işlemlerin denetiminden ve yerine getirilmesinden sorumlu olduğu, davacı eczacının şifresinin kullanılmasından ve sözleşmeye aykırı işlemlerin yapılmasından eczane sahibi olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    1)Kurumun cezai işlemine konusu eylemle ilgili 01/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolü ile 01/10/2020 tarihinde yürürlüğe giren 2020 protokollerinin 5.3.14. maddesinde “Muayene katılım payını tahsil etmemek amacıyla reçete girilip silinmesi, hastanın ilaç almasını engellemek amacıyla reçete girilip silinmesi, hastanın rızası dışında adına devam reçetesi girilip silinmesi veya ilaç veriliş sürelerini ihlal amacıyla reçete girilip silinmesi fiillerinin tespit edilmesi durumunda yapılan her işlem için fiile iştirak eden tüm eczanelere ayrı ayrı 100 (yüz) TL cezai şart uygulanarak eczane yazılı olarak uyarılır. Maddede sayılan fiillerden herhangi birinin tekrarı halinde cezai şart miktarı 300 (üç yüz) TL olarak uygulanır. Bir sözleşme döneminde 1 reçetede tespit edilmesi halinde cezai şart uygulanmaz.” ve 4.3.6. maddesinde; “Protokolün (5.3) numaralı maddesindeki fiillerin tespit edildiği reçetede, fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedelleri ödenmez (5.3.3, 5.3.6 ve 5.3.14 maddeleri hariç). Kurumca yapılan yersiz ödemeler varsa, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte eczacının Kurumda tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilir. Eczacının alacağının yersiz ödeme tutarını karşılamaması veya alacağının olmaması halinde, genel hükümlere göre tahsil edilir.” hükümleri düzenlenmiştir. Yine aynı protokollerin 6.10. maddesinde “Bu protokolün yürürlük tarihinden önceki dönemlerde geçerli olan protokol hükümlerine göre Kuruma fatura edilen ve kontrolleri Kurum tarafından bu Protokol yürürlük tarihinden sonra yapılan reçeteler için, ya da reçete kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih uyarı ve cezai şarta ilişkin işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiil/fiiller için Kurumca bu Protokol hükümleri uygulanır. Ancak eczacı tarafından Kurumdan tebligat tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere yazılı olarak talep edilmesi halinde, ilgili protokol hükümleri uygulanır.” denilmiştir.
    Yukarıda bahsi geçen sözleşme hükümlerine göre; dava konusu cezai işlemin dayanağı olan protokol maddelerinde değişiklik olduğu sabit olup, 2016 ve 2020 yıllarında yürürlüğe giren protokollerin ilgili maddesinin olaya uygulanıp uygulanamayacağı üzerinde durulmalıdır. Yürürlükte olan sözleşmenin 6.10. maddesine göre davacının dava açmakla lehine olan protokollerdeki hükümlerin uygulanmasını istediğini kabul etmek gerekir. Bu durumda davacının, kurumdan yazılı talepte bulunulup bulunmadığının araştırılmasına gerek kalmamıştır.
    Hal böyle olunca mahkemece 2016 ile 2020 protokolleri uyarınca değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2)Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle HUMK'nın 428. maddesi gereğince hükmün davacı yararına BOZULMASINA, iknci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara