Esas No: 2010/2850
Karar No: 2011/3172
Karar Tarihi: 05.04.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2850 Esas 2011/3172 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, zorunlu sigortalı günler hariç isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 506 sayılı Yasa kapsamında 01.03.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile tahsis talebini reddeden kurum kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; öncelikle "çakışan sigortalılık durumunda" hangi kurumdaki çalışmanın esas alınacağı ve davacının 27.02.2004 tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığı koşullarını taşıyıp taşımadığı noktalarında toplanmaktadır.
"Çakışan sigortalılık sorununu" gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam eden sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin 506 sayılı Yasa kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. Anılan yasanın 3. maddesinin I. ( F ) bendinde "Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların" ( K ) bendinde ise "Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların" sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu"nun 24. maddesinin I. ve II. Fıkralarında da bir kimsenin 1479 sayılı Yasa kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır (03.10.2001 gün ve E: 2001/21-627, K: 2001/659 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı).
Bunun yanında gerek 1479 sayılı Yasa gerekse 506 sayılı Yasa kapsamında kalan zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılığın çakışması halinde ise aslolan zorunlu sigortalılık olduğundan zorunlu sigortalılığa üstünlük tanınması gerekir. 506 sayılı Yasa"nın 85 ve 1479 sayılı Yasa"nın 79.maddelerine göre zorunlu sigorta kapsamında bulunan kişilerin isteğe bağlı sigortalı olmaları mümkün değildir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 19.08.1961 doğumlu olan davacının 01.09.1976 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılığının başladığı ve 1976-1994 yılları arasında 1055 gün, 30/8/1996 – 13/11/2004 tarihleri arasında 402 günlük sigortalı çalışmasının bulunduğu, davacının 01/11/1994-31.08.2005 tarihleri arasında kesintili olarak toplam 1530 gün 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığının ve 31.01.1995-30.08.1998, 14.10.1998–29.08.1999, 17.10.1999-27.10.1999 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu, davacının 600 günlük askerlikte geçen süreyi borçlandığı, 27.02.2004, 28.02.2005 ve 31.08.2005 tarihlerinde yaşlılık aylığının bağlanması için talepte bulunduğu, davacıya 01.09.2005 tarihinden itibaren hizmet birleştirmesi yapılarak yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece davacının 27.02.2004 tarihi itibariyle 25 yıl sigortalılık süresini ve 5000 gün prim ödeme şartını yerine getirdiği kabul edilerek 506 sayılı Yasa kapsamında 01.03.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir. Davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık sürelerini açıklayan SSK İzmir İl Müdürlüğünün 12.11.1999 günlü yazısında davacının 14.08.1995-30.08.1995 tarihleri arasında 16 gün, 15.8.1997-06.10.1997 tarihleri arasında 51 gün sigortalı çalışması bulunduğu belirtilmiş ise de işe giriş bildirgelerine göre davacının bu dönemlerde işe giriş tarihleri 30.08.1995 ve 31.08.1997 dir. SSK Kütahya İl Müdürlüğünün 5.8.2004 günlü yazısında ise davacının sigortalı çalışma süreleri, işe giriş bildirgelerine uygun bir biçimde 30.08.1995-20.10.1995 ve 31.08.1997-20.10.1997 olarak açıklanmıştır. Bu durumda davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalı çalışmalarının ve hizmet birleştirmesine esas alınan 506 ve 1479 sayılı Yasalara tabi zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılık süresi ile çakışan hizmet sürelerinin tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptandığı söylenemez. Davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılık süreleri ile 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık sürelerinin çakışıp çakışmadığının belirlenebilmesi için sigortalılık sürelerinin tereddüte yer bırakmayacak bir biçimde aydınlığa kavuşturulması gerekir.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle Kurumdan davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılık süreleri ile 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık sürelerini ve prim ödeme gün sayısını tereddüte yer bırakmayacak bir biçimde sormak, uzmanı olan bir bilirkişiden davacının sigortalılık sürelerinden "çakışan süreleri" denetime elverişli bir biçimde gösteren ve hangisinin üstün tutulması gerektiğini açıklayan rapor alarak 27.02.2004 tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığı koşullarını taşıyıp taşımadığını saptamak ve çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.