Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4585 Esas 2012/4976 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4585
Karar No: 2012/4976

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4585 Esas 2012/4976 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, dava konusu taşınmazın orman niteliğinde olduğunu ve kadastro sırasında yapılan düzeltmenin hatalı olduğunu ileri sürerek orman niteliğinde Hazine adına tescili istemiştir. Mahkeme, taşınmazın narenciye bahçesi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmaması nedeniyle hüküm kurulamayacağı belirtilerek, orman tahdidi, aplikasyon ve 2/B haritaları denetime elverişli şekilde kadastro paftası ile çakıştırılmalıdır. Bu nedenle yeniden yapılacak keşifte, belirtilen esaslar göz önünde bulundurularak yerel bilirkişi beyanlarına başvurulmalıdır. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlardır: 5831 sayılı Yasaya eklenen Ek 4. madde, 3116 sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 6831 sayılı Orman Yasası'nın 2/B maddesi, Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesi, Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliği'nin \"Teknik İşler\" başlıklı Dokuzuncu Bölümü.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/4585 E.  ,  2012/4976 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    ... köyü"nde 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında, davaya konu 1163 parsel sayılı 3095,02 m² yüzölçümü ve orman niteliği ile tapuda kayıtlı taşınmazın miktarı 464,22 m², niteliği tarla olarak düzeltilmiş ve 5831 sayılı Yasaya göre kullanıma ilişkin tutanak düzenlenmeden miktarına ve niteliğine ilişkin yapılan düzeltme ilân edilmiştir.
    Davacı ... Yönetimi, dava konusu 1163 parsel sayılı taşınmazın, orman niteliğinde Hazine adına tapuda kayıtlı olduğunu, kadastro sırasında niteliğinin tarla olarak gösterilmesi, miktarının 464,22 m² olarak düzeltilmesinin hatalı olduğunu ileri sürek orman niteliğinde Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece davanın REDDİNE; ... köyü, 1163 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, taşınmazın miktarı ve nitelendirilmesinde yapılan düzeltmeye itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında 3116 sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 07.04.1988 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın 31.12.1981 tarihinden önce nitelik yitirdiği gerekçesiyle 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince orman sınırı dışına çıkarıldığı ve halen narenciye bahçesi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; çekişmeli 1163 sayılı parsel 1997 yılında yapılan tesis kadastrosu ile tapuya bağlanmış, ancak yörede 1953 yılında yapılan genel arazi kadastrosundaki konumu, tesbit görüp görmediği, görmemiş ise tescil harici bırakılıp bırakılmadığı, bırakılmış ise tescil harici bırakılma nedeni araştırılmamış, orman tahdidi, aplikasyon ve 2/B haritaları denetime elverişli şekilde kadastro paftası ile çakıştırılarak gösterilmemiştir. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmaz.
    Bu nedenle, 3116 sayılı Yasaya göre yapılan orman tahdidine, 3302 sayılı Yasaya göre yapılan aplikasyon ve 2/B uygulamasına ilişkin işe başlama, askı ilânları, tutanak ve haritaları getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak dört kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6831 sayılı Orman Yasasına göre Orman Kadastrosu ve aynı Yasanın 2/B Maddesinin Uygulanması
    Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftaları (1953 yılı ve 1997 yılı paftalarında ayrı ayrı) üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, 1163 parselin yeri tapulama paftaları üzerinde duraksamasız belirlenmeli, yüzölçümündeki farkın neden kaynaklandığı açıklanmalı, bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 02/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara