Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2772 Esas 2011/3162 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2772
Karar No: 2011/3162
Karar Tarihi: 05.04.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2772 Esas 2011/3162 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2010/2772 E.  ,  2011/3162 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, davalı işveren nezdinde 1.4.2003-25.11.2004 tarihleri arası çalıştığı günlerin tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre ... ve Sinergo Kimya San ve Tic. Ltd.Şti"nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının 01.04.2003-01.03.2004 tarihleri arasında geçen ve kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 2003 yılı Nisan– Aralık ayları arasında 9 ay süreyle aylık brüt 1.224,00 TL ücretle, 2004 yılı Ocak-Şubat aylarında iki ay süreyle brüt aylık 1.692,00 TL ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de varılan bu sonuç ücret yönünden eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
    Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği, Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş ictihadı gereğidir. Yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olan bu tür davalarda çalışma olgusu hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıcı sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Kanunun madde. 3 B ve D de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 02.03.2004-25.11.2004 tarihleri arasında davalı işyerinde pazarlama müdürü olarak geçen sigortalı çalışmalarının Kuruma bildirildiği, dosya içerisinde ücret tediye belgelerinin ve işyeri özlük dosyasının bulunmadığı, mahkemenin emsal ücret araştırması yapmadan tanık beyanları doğrultusunda davacının aylık ücretini 1.200,00-TL olduğunu kabul ederek hüküm kurduğu anlaşılmakta ise de davacının ücretinin yalnız başına tanık beyanları ile tespiti yerinde değildir. Pazarlama müdürü olarak görev yapan davacının asgari ücret ile çalışması hayatın olağan akışına aykırı olmakla birlikte davacının ücretinin yöntemince araştırılmadığı da açıktır.
    Mahkemece yapılacak iş, ücret tediye belgelerini ve işyeri özlük dosyasını işyerinden getirtmek, davacının eğitim durumu, mesleği, yaşı ve meslek kıdemi belirtilmek suretiyle dava konusu dönemde benzer işyerlerinde aynı ünvanla çalışan kişilerin emsal ücretlerini ilgili meslek kuruluşundan sormak, davacıya banka kanalıyla ücret ödemesi yapıldığı belirlenir ise banka kayıtlarını getirtmek, davacının 02.03.2004-25.11.2004 tarihleri arasındaki çalışmalarının Kuruma bildirilmesi nedeniyle bu döneme ilişkin sigorta primine esas kazancını da gözönünde tutmak ve dosya içerisinde yer alan delil ve belgeler ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    3-Davacının avukatlık ücretine yönelik temyizine gelince; 24/12/2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacı yararına 1.000,00 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken 575,00 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 05.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara