Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/2106 Esas 2012/4966 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2106
Karar No: 2012/4966

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/2106 Esas 2012/4966 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, Hazine adına tarla niteliğiyle tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki soyadının hataen \"Kandil\" olarak yazıldığını iddia ederek, soyadının \"Kandi\" olduğunu düzeltmek için dava açmıştır. Ancak mahkeme, davacının duruşmaya gelmemesi ve dava sebep ve delillerini bildirmemesi gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Davacı ise gerekçe olarak, nüfus cüzdanı sureti ve T.C. kimlik numarasıyla birlikte dava dilekçesiyle birlikte dava sebep ve delillerini bildirdiğini ve hüküm verilemeyeceğini öne sürmüştür. Yargıtay ise, davacının dava dilekçesinde dava sebep ve delillerini bildirdiğinin kabul edileceğini, dolayısıyla Kadastro Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasının yanlış olduğunu belirtmiştir. Kararda, bu madde hükmüne dayanılarak davanın açılmamış sayılmasının hatalı olduğu ve davacının nüfus kayıtları getirtilerek soyadının \"Kandi\" olup olmadığı araştırılması gerektiği ifade edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 3402 Kadastro Kanunu
- Ek 4. Madde
- 2/B Madde
- 28. Madde
20. Hukuk Dairesi         2012/2106 E.  ,  2012/4966 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna ilişkin davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, ... ilçesi, ... köyü, 496 ada 23 parsel sayılı 496,23 m² yüzölçümündeki taşınmaz 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı gerçek kişi lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına tarla niteliğiyle tesbit edilmiştir. Davacı, beyanlar hanesine lehine kullanım şerhi verildiğini ancak soyadının “Kandi” olduğu halde, beyanlar hanesine soyadının hataen “Kandil” olarak yazıldığı iddiasıyla beyanlar hanesinde “Kandil” olarak yazılan soyadının “Kandi” olarak düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacının ihtarlı davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmediğini ve dava sebep ve delillerini bildirmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına ve taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
    Davacı taraf dava ve temyize konu 496 ada 23 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine karşı yasal süresinde dava açmıştır. Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanununun 28/2 maddesi hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun düşmemiştir.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 28."nci maddesi hükmünde davacı gerçek ve tüzel kişilerin dava sebep ve delillerini dava dilekçesinde bildirmek zorunda oldukları, bildirilmemiş ise mahkemece gönderilecek davetiyeyle dava sebep ve delillerini bildirmesinin davacıya tebliğ edileceği, davacının ilk duruşmaya kadar dava sebep ve delillerini dilekçeyle veya ilk oturuma gelerek sözlü olarak bildirmez ise, davanın açılmamış sayılmasına ve tesbit gibi tescile karar verileceği açıklanmıştır.
    Davacı, 29.06.2010 havale tarihli dava dilekçesinde, beyanlar hanesine lehine kullanım şerhi verildiğini ancak soyadının “Kandi” olduğu halde, beyanlar hanesine hataen “ Kandil” yazıldığı iddiasıyla dava açmış, dava dilekçesine T.C kimlik numarasını yazmış ve dilekçesine nüfus cüzdan suretini de eklemiştir.
    Bu olgular gözetildiğinde davacının dava dilekçesinde dava sebep ve delillerini bildirdiğinin kabulü gerekir. Zira davacının talebi tutanağın beyanlar hanesindeki soyadının düzeltilmesi olup, davanın niteliği gereği nüfus kaydı delildir. Hal böyle olunca davacıya Kadastro Kanunu"nun 28 inci maddesindeki yaptırımın uygulanamayacağı, bir başka deyişle bu madde hükmüne dayanılarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği kuşkusuzdur. Yasal düzenlemelerin amacı ve açık hükmü gözardı edilerek hüküm verilemez.
    O halde mahkemece, davacının nüfus kayıtları getirtilerek ve aynı köyde beyanlar hanesinde yazıldığı şekilde “Kandi” soyadlı kişi olup olmadığı araştırılarak toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece açıklanan bu olgular gözardı edilerek yersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine 02/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara