20. Hukuk Dairesi 2012/4279 E. , 2012/4964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Yasanın (5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen) ek 4. maddesine göre yapılan kadastroda,Yeşilkaraman köyü 217 ada 93 parselde kayıtlı 3161,75 m2 yüzölçümündeki taşınmazın beyanlar hanesine “6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve kullanıcısının ... olduğu "" yazılarak, tarla vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir. 217 ada 97 parselde kayıtlı 0620,30 m2yüzölçümündeki taşınmazın, beyanlar hanesine “6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve kullanıcısının ... olduğu "" yazılarak, tarla vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar, 14.03.2011 tarihli dilekçeyle,... köyü 217 ada 93, 217 ada 97, 104 ada 23, 104 ada 29 ve 104 ada 31 parsellerdeki malik tespiti ile sınırlamalara itiraz etmişler; ayrıca, 104 ada 18 ve 104 ada 8 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan yolun eskiden olmadığını belirterek, durumun düzeltilmesi talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastroya itiraza ilişkindir.
İade üzerine gelen parsel tutanaklarının incelenmesinde, gelen parsellerin de ..."ın kullanımında olduğu anlaşılmıştır.
3402 sayılı Yasanın 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen ek 4/1 maddesi gereğince “6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2"nci maddesi ile 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2"nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11"inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil…” edilir.
Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı tespit malikiyle birlikte var ise, beyanlar hanesinde yararına şerh yazılan kişi ya da kişilere aittir. HGK.2010/7-70-86 sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. 6100 sayılı HMK 119/1 (1086 sayılı HUMK. 179/1.) maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanunî temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gereklidir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda, kadastro müdürlüğünün davalı gösterilmesinin ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmanın temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir.
Davacının davasının tespit maliki Hazineye yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece kadastro müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin kadastro müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın davalı olarak sadece kadastro müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilde yanılma hali re’sen gözetilerek, davanın tespit maliki Hazineye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davanın Hazineye yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmelidir.
Davacının davasının niteliği gözönüne alınarak, tarafların delilleri sorulup toplanarak, çekişmeli parselde keşif yapılması, tanıkların ve bilirkişilerin taşınmaz başında dinlenilmesi, bilgi ve görgülerinin sorulması, taşınmazın kimin tarafından kullanıldığının, toprak olup olmadığının tespit edilmesi oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle, keşif ve inceleme yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bunlardan başka; davalı olup da hakkında karar verilmeyen 104 ada 23, 29 ve 31 parsellerin bulunduğu bu parsellerin tümüne dava açıldığı, tutanaklarının kesinleşmiş olmasının hukuken önem taşımadığı da dikkate alınarak, davada, davalı olan tüm taşınmazlar için yukarıda anlatılan biçimde araştırma yapılmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeden yargılama devamla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 02/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi