Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/12321 Esas 2011/3105 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/12321
Karar No: 2011/3105
Karar Tarihi: 04.04.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/12321 Esas 2011/3105 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2010/12321 E.  ,  2011/3105 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 22.10.1984 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 22.10.1984 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkeme, istemin kabulü ile davacının 22.10.1984 tarihinde 1 gün çalıştığının tespitine karar vermiştir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının 22.10.1984 çalışmaya başladığını gösterir giriş bildirgesinin Kuruma verildiği 28520702494010 sicil nolu iş yerinin 01.08.1984- tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında alındığı, dönem bordrolarının Kuruma verilmediği anlaşılmaktadır.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren geçici 7. maddesinde, bu Yasanın yürürlük tarihine kadar 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Yasa ile mülga 2926 sayılı, 5434 sayılı Yasalar ile 506 sayılı Yasa"nın geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Yasa hükümlerine göre değerlendirileceği yönündeki hükmün öngörülmüş olması ve genel olarak yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesidir. Bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
    Sosyal Güvenliğe yönelik bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği araştırılmalı, işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun kapsamında bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, süreklimi kesintilimi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları işveren, işçi ve işyeriyle ilişkileri dikkate alınmalı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerindeki çalışmaları dava konusu sürede süreklilik arz eden işyeri çalışanları ile kayıt ve araştırma yolu ile belirlenmiş komşu ve yakın işyerinden tanıklar dinlenilmeli, çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıkça belirlenmelidir.
    Somut olayda davacının, giriş bildirgesinin verildiği iş yerine komşu iş yeri tanıklarının zabıta aracılığı ile araştırılması sonucu tespit edilen komşu iş yeri tanığı ..."ın davacıyı tanımadığını beyan ettiği ve dinlenen diğer tanıkların da bordro tanığı yada komşu iş yeri tanığı olmadığı halde bu tanıkların beyanı ile yetinilerek sonuca gidilmesi doğru değildir.
    Davanın nitelikçe kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması nedeniyle mahkemece, doğrudan soruşturma genişletilmek sureti ile giriş bildirgesinin verildiği 28520702494010 sicil nolu iş yeri ile ilgili davacının varsa bildiği komşu iş yerlerini sormak, ayrıca Kurumdan bilgi alınarak veya Emniyet yoluyla yaptırılacak araştırma sonucu iş yerine komşu veya yakın işyerlerinden belirlenen çalışanların ve işyeri sahiplerinin beyanlarına başvurmak, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermektir Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma nedeni ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    N.R.



    Hemen Ara