Esas No: 2011/16960
Karar No: 2012/4945
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16960 Esas 2012/4945 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı Hazine, kadastro tespitine itiraz davasında, çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesi ve orman araştırmasının yapılması gerektiğini belirterek temyiz etmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, çeşitli bilirkişi raporlarına dayanarak yapılacak araştırma sonucunda taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığı saptanacak ve zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılacaktır. Ayrıca, dava dilekçesindeki 119 ada 209 ve 210 parsellere karşı açılmayan davanın ıslah talebinin reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri: 3402 sayılı Yasa'nın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi, 3116 sayılı Yasa, 4785 sayılı Yasa, 5658 sayılı Yasa, 5304 sayılı Yasa'nın 14. maddesi, 5403 sayılı Yasa'nın 14/2. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 119 ada 25 parsel sayılı 12217.12 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, ham toprak niteliği ile belgesizden Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın 20 yılı aşkın süredir zilyetliğinde olduğunu, bağ olarak kullandığınıbelirterek adına tescili istemiyle dava açmış, 26.10.2009 tarihli celsede davasını ıslah ettiğini, 209 ve 210 parsellerde de hakkı bulunduğunu, bu kısımların da adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 119 ada 25 parselin krokide gösterilen (A) kısmının davacı adına, (B) kısmının Hazine adına tapuya tesciline, 119 ada 209 parsel hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, tespit gibi tesciline, 119 ada 210 parsele yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu 119 ada 25 parsel sayılı taşınmaza, doğu yönden 128 ada 1 nolu orman parseli komşu olduğundan ve yörede orman kadastrosunun 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesine göre yapıldığı anlaşıldığından, taşınmazın niteliğinin belirlenmesi ve orman araştırmasının yapılması gerekir.
Mahkemece, eski tarihli ve 1980’li yıllara ait memleket haritası ve hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olduğunun saptanması halinde; ormanlarda sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceğinden, davanın reddi gerekir. Dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsel tutanakları ve dayanağı kayıtları getirtilip uygulanmalı, mahalli bilirkişi ve zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Öte yandan dava dilekçesinde ve askı ilan süresi içinde 119 ada 209 ve 210 parsellere karşı dava açılmadığından, kadastro davalarında ıslah ile taraf ve parsel numarası değiştirilemeyeceğinden, mahkemece ıslah talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, parsellerin tutanaklarının davalı hale getirilerek, yeniden sicil oluşturulması da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.04.2012 günü oybirliği ile karar verildi.