20. Hukuk Dairesi 2011/16937 E. , 2012/4940 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Alaattin Mermi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastrosu sırasında, ... ilçesi, ... köyü 115 ada 2 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olması nedeniyle tarla niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiş, 9 sayılı parselin beyanlar hanesine köy tüzelkişiliğinin kullanımında olduğu, 2 sayılı parselin beyanlar hanesine ise ... ve ..."nin müşterek kullanımında olduğu şerhi verilmiştir. Davacılar, 115 ada 9 sayılı parselin köy tüzelkişiliği kullanımında olmadığını, taşınmazın 1/2"şer hisse ile ... ve ..."ye ait olduğunu, T...nin ölümü ile hissesi mirasçıları ..., ..., ..., ... ve ... kaldığını iddia ederek beyanlar hanesinin bu şekilde düzeltilmesi, 115 ada 2 sayılı parselde kendi haklarının olmadığını belirterek, ... oğlu ...kullanımında olduğu, 2 sayılı parselin beyanlar hanesinin de bu şekilde düzeltilmesi istemleriyle kadastro müdürlüğüne husumet yönelterek dava açmışlardır. Mahkemece, açılan davada davalının pasif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasaya 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Kural olarak; kadastro davaları, lehine tespit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Davanın saptanan bu niteliğine göre husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi zorunludur. Ancak; davacı dava dilekçesinde davalı olarak kadastro müdürlüğüne husumet yönelterek dava açmıştır. Davacının asıl dava etmek istediğinin kadastro müdürlüğü değil Hazine olduğu belirgin olup, yargılama sırasında kadastro müdürlüğü, Hazine vekili tarafından temsil edilmiş bulunmaktadır ve ortada belirgin bir biçimde temsilde yanılma hali bulunduğundan bu durumun mahkemece resen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasma yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak verilip taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır (HGK.2010/7-70-86 sayılı kararı).
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 02/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.