Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/1689 Esas 2011/3034 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1689
Karar No: 2011/3034
Karar Tarihi: 04.04.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/1689 Esas 2011/3034 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, SSK'lı süreler hariç tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir. Mahkeme istemi reddetti. Davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucu, çiftçilik kayıtları bulunmayan davacının tarımsal faaliyeti açıkça belirlenmediği için davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığı tespiti reddedilmiştir. Mahkeme kararı, 2926 sayılı Yasaya göre sigortalılığı resen tescil edilen kişinin başka sigortalılık koluna ait çalışma bulunsa dahi tarım Bağ-Kur sigortalılığı iptal edilmez ise de çakışan sürenin kısa süre olması ve tarımsal faaliyetin açıkça belirlenmesi koşullarının gerçekleşmesini gerektirdiği belirtilmiştir. Bu nedenle, köyde görevli bulunan muhtar ve azaların beyanlarına başvurulacak ve tarımsal faaliyetin kanıtlanması için araştırmalar yapılacaktır. Kanun maddeleri: 2926 sayılı Yasa, 506 sayılı Yasa.
(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2011/1689 E.  ,  2011/3034 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, 01.01.1988 tarihinden itibaren SSK."lı süreler hariç tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    Davacı, 01.01.1988 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir.
    Mahkeme istemin reddine karar vermiştir.
    Davacının 01.07.1987 tarihinde muhtarlık beyanı ile Kurumca resen tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kaydının yapıldığı, kaydının gerçekleştirildiği sırada davacının 506 sayılı Yasaya tabi çalışmalarının bulunduğu ve bu çalışmaların 01.12.1986-30.12.1987 tarihleri arasındaki süreyi kapsadığı, davalı Kurumca davacıya gönderilen 24.04.2009 tarihli yazıda tescil tarihinde 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğundan tarım Bağ-Kur sigortalılığının tümden iptal edildiğinin bildirildiği, kooperatif kayıtları bulunmayan davacının ziraat odası kaydının 16.04.2009 tarihinde başladığı, araştırma ve tanık beyanları itibariyle davacının babası üzerine kayıtlı zirai arazi üzerinde tarımsal faaliyette bulunduğunun ve arazilerin kendisine 2004 yılında intikal ettiğinin bildirildiği ancak 1988-2009 yılları arasında çiftçilik kayıtları bulunmayan davacının bu sürede tarımsal faaliyette bulunup bulunmadığının açıkça belirlenmediği, araştırmanın soyut düzeyde kaldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılığın resen tescili sırasında bir başka sigortalılık koluna ait çalışma bulunuyor ise tarım Bağ-Kur sigortalılığının başka sigortalılığa tabi çalışmanın sona ermesini takiben başlaması gerektiği, çakışma bulunmasının tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali sonucunu doğurmayacağı Dairemizin yerleşmiş görüşüdür. Ancak bunun için iki koşulun gerçekleşmesi gerekir. Birincisi çakışan süre kısa süre olmalıdır. İkinci olarak da tarımsal faaliyet açıkca belirlenmelidir.
    Somut olayda, davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak resen tescil edildiği tarıh olan 01.07.1987 tarihi ile 506 sayılı Yasaya tabi çalışmanın sona erdiği 30.12.1987 tarihi arasındaki altı aylık süre makul bir süredir. Ancak 1987-2009 yılları arasında 2926 sayılı Yasanın 10. maddesinde sayılan ve tarımsal faaliyete karine teşkil oda kayıtları bulunmayan, 2004 yılında zirai araziler üzerine intikal eden davacının bu süredeki tarımsal faaliyeti açıkça belirlenmemiştir.
    Yapılacak iş, 1987-2009 yılları arasında köyde görevli bulunan muhtar ve azaların beyanlarının başvurmak, özellikle mümkün ise giriş bildirgesindeki imzası bulunan muhtarın beyanını almak, köyden zabıta yoluyla (muhtar dışında) köyde uzun süre ikamet eden kimselerden araştırma yaptırmak, toplanan delilleri dosyadaki mevcut tapu kayıtları, mirasçılık belgeleri ve diğer kayıtlarla birlikte değerlendirmek ve sonucuna göre yukarıdaki açıklamalarda dikkate alınarak karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, tarafların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 04.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.














    Hemen Ara