Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16564 Esas 2012/4875 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/16564
Karar No: 2012/4875
Karar Tarihi: 02.04.2012

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16564 Esas 2012/4875 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Medyada yer alan habere göre, tescil davası kapsamında yapılan duruşmanın ardından verilen karar Yargıtay tarafından incelendi. Yargıtay'ın kararında, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek yeniden inceleme yapılması talep edildi. Yapılacak incelemeler kapsamında öncelikle arazi kadastrosu paftalarının getirtilerek kenarlaştırma yapılması, taşınmazların bulunduğu yere ne yazılarak tespit dışı bırakıldığının saptanması gerektiği belirtildi. Ayrıca, taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığının da araştırılması gerektiği vurgulandı. Bu kapsamda, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı ilgili yerlerden getirtilerek yeniden inceleme yapılması, orman tahdit haritası uygulamasının da yetersiz olduğundan tekrar değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Ayrıca, tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan ilgili yasaların da değerlendirilmesi ve bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı vurgulandı. Kararda, 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar'ın yanı sıra 3402 sayılı Kanun'un 45. maddesinin ilgili fıkraları ile Anayasa Mahkemesi'nin belirli tarihlerde aldığı kararların değeri ele alındı. Karar
20. Hukuk Dairesi         2011/16564 E.  ,  2012/4875 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi ile davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.11.2008 tarih ve 2008/10802-14294 sayılı bozma kararında;  “Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Hükme dayanak orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritası üzerinde taşınmaz nokta halinde gösterilmiş, memleket haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek, koordinat sistemine dayalı aplikasyon ve en yakın kadastro parselleri ile bağlantılı kroki düzenlenmediğinden denetleme olanağı bulunmamaktadır. Ayrıca, orman tahdit haritası uygulaması da yetersiz olup usulüne uygun yapılmamıştır. Dava konusu taşınmazın davacıya babasından kaldığı ve babasının 5 yıl önce öldüğü bildirildiği halde, 3402 sayılı Yasanın 14. maddesindeki kısıtlamalar baba yönünden de araştırılmamıştır.
    Mahkemece; öncelikle ... ve komşu ... köylerine ait orijinal arazi kadastrosu paftaları getirtilerek kenarlaştırma yapılmalı ve taşınmazların hangi köy sınırları içinde kaldığı tam olarak belirlenmeli ve orijinal paftalarda dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ne yazılarak tespit dışı bırakıldığı saptanmalıdır.
    Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, orman kadastrosu 1999 yılında kesinleştiğinden ve dava tarihine kadar 20 yıllık taşınmaz edinme süresi dolmadığından taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığı konusunda hem eski tarihli belgeler hem de kesinleşmiş orman tahdit haritası uygulanarak araştırma yapılması gerekir.
    Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005  gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve
    çevresi incelenmeli; orman kadastrosu da kesinleşmiş olduğundan fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita ... köyü ve ... köyündeki komşu ve yakın komşu parselleri de  içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, eski tarihli ve 1985-1990 yıllarına ilişkin 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları da incelenerek taşınmazın ne olarak göründüğü saptanmalı, ... köyü ve ... köyü orman tahdit tutanakları getirtilerek dava konusu taşınmazların bulunduğu yerin nasıl gösterildiği araştırılmalı, davacı tarafın dayandığı vergi kaydının güney sınırı orman okuduğu için vergi kaydı miktar fazlası, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihe kadar orman sayıldığından ve orman kadastrosunun kesinleşme tarihinden itibaren 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi geçmediğinden miktar fazlasının zilyetlikle kazanılamayacağı da göz önünde bulundurularak  tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, taşınmaz baraj suları altında kaldığından ve tescili mümkün olmadığından (A) ile gösterilen 2127,13 m2"lik taşınmazın davacı ...’a  ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi ile davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılan ve 16.03.1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    ... köyünde genel arazi kadastrosu 1963 yılında yapılmış, ancak çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede ... köyü ile sınır ihtilafı bulunduğundan genel arazi kadastrosu yapılmamıştır.
      Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 02/04/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Hemen Ara