Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/1412 Esas 2011/3024 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1412
Karar No: 2011/3024
Karar Tarihi: 04.04.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/1412 Esas 2011/3024 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2010/1412 E.  ,  2011/3024 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, maluliyetinin tespitine, malullük aylığı bağlanmasına, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R

    Dava nitelikçe, davacının çalışma güç kayıp oranının tesbiti ile malullük aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının. Adli Tıp 3. İhtisas Dairesinin 13.03.2009 gün ve 2405 sayılı raporuna dayanılarak davacının çalışma gücünün 2/3"ünü kaybettiğinden malül sayılması gerektiğinin tespitine ve 01.04.2008 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanmasına karar verilmiştir.
    Somut olayda davacı, 14.12.2004 tarihinde malulen emekli olmak için Kuruma başvurmuştur. Kurum tarafından yapılan inceleme ve aldırılan rapor üzerine davalı Genel Müdürlük tarafından yapılan inceleme sonrasında, davacının 2/3 oranında beden gücünü kaybetmiş sayılmasını gerektiren bir bulgu olmadığı gerekçesiyle talebinin reddine karar verildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Yüksek Sağlık Kurulunun 13.09.2007 gün ve 4842 sayılı raporun da da davacının 2/3 oranında maluliyetinin olmadığının bildirilmesi üzerine Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınan alınan 11.06.2008 ve 13.03.2009 tarihli raporlarda davacının ‘koah’ tanısı ile 19.03.2008 tarihinden itibaren 2/3 oranında malul olduğunun bildirilmesi üzerine davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
    Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
    Öte yandan, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun “Adli Tıp Genel Kurulunun görevleri” başlıklı 15/f. maddesinde, Adli Tıp Genel Kurulunun, Adli Tıp İhtisas Kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri, konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceleyeceği ve kesin karara bağlayacağı belirtilmiştir. Bu durumda, davalı Kurum vekilinin Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulu’nun raporuna itirazı da dikkate alınarak, YSK raporu ile Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu raporu arasındaki açık çelişkinin giderilmesi için, 28.06.1976 gün ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan görüş alınması gerekir.
    Yapılacak iş, H.G.K"nun 5.2.2003 gün ve 2003/21-23 esas, 56 Karar sayılı kararında da açıkça belirtildiği şekilde, somut olayda SGK Yüksek Sağlık Kurulunun 13.09.2007 gün ve 4842 sayılı raporu ile Adli Tıp. 3. İhtisas Kurulunun 11.06.2008 gün ve 4531 ile 13.03.2009 gün ve 2405 sayılı rapoları arasındaki çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulundan alınacak rapor ile giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Hemen Ara