Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/1409 Esas 2011/3023 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1409
Karar No: 2011/3023
Karar Tarihi: 04.04.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/1409 Esas 2011/3023 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2010/1409 E.  ,  2011/3023 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalı işveren nezdinde 29.11.2004-14.12.2005 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    Davacı, davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak 29.11.2004-14.12.2005 tarihleri arasında sürekli çalıştığının tespitini istemiştir.
    Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
    Gerçekten bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı-dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa"nın 79. maddesi olan bu tür davalarda özellikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa, işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık söz leri değerlendirilmeli ve dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde çalışan işyerinde kayıtlı bodro tanıkları ya da komşu ve yakın işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıklar olması sağlanarak çalışma oluğusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21.634-532, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579, 2004/21-479-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Somut olayda ise, yukarıda açıklanan şekilde bir inceleme yapılmadığı, niteliği gereği kamu düzenini ilgilendiren bu dava da davacının çalışma iddiası gereken şekilde araştırılmadan ve bu iddiaya ilişkin işin yapıldığı yer itibari ile açıklayıcı beyanları olmayan tanık beyanlarına dayanılarak istem reddedilmiş ise de bu sonucun eksik incelemeye dayalı olduğu ortadadır.. Davacının işinin davalıya ait işyerinde, işverenin çeşitli marketlere verdiği malzemelerinin bu marketler de bulunan raf düzenlemeleri şeklinde olup satışa sunulan malzemelerin birden çok yerde olduğu yolunda iddiası bulunduğuna göre yapılan iş niteliğine uygun bir incelemenin yapılması gerektiği açıktır.
    Yapılacak iş; yukarıda açıklandığı şekilde inceleme yapılmakla birlikte, davacıdan işyerinden bildirimin yapıldığı tarihten önceki dava konusu süreler içersinde davalı işveren adına raf düzenlediği market işyerlerinin hangileri oldukları açıklattırıldıkdan sonra, davalı işverenin bu marketlere hangi tarihler de mal verdiğine ilişkin işyeri kayıtlarını da işverenin yasal defter ve belgeleri ile de tespit edip,işveren adına raf düzenlemesi yapılan bu işyerlerine ait bodrolar ayrı ayrı getirilerek, buralardan bildirimleri yapılan kayıtlı tanıkların bunların bulunamaması halinde ise komşu işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıkların bilgi ve beyanlarına başvurmak,iş niteliği süresi ve yerine getirilme şekli yönünden resen dahi yapılacak araştırma ve incelemeler sonucu tüm deliller toplandıktan sonra gerektiğinde bilirkişi raporu da alarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 04.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara