Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16565 Esas 2012/4864 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/16565
Karar No: 2012/4864
Karar Tarihi: 02.04.2012

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16565 Esas 2012/4864 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen tescil davasında, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin bozma kararı uyarınca orman bilirkişi raporuna ekli haritaların yetersiz olduğu ve denetleme olanağı bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, çekişmeli taşınmaz için orijinal arazi kadastrosu paftaları getirtilerek kenarlaştırma yapılmalı ve taşınmazların hangi köy sınırları içinde kaldığı tam olarak belirlenmelidir. Ayrıca, taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığı konusunda kesinleşmiş orman tahdit haritası da incelenmelidir. Mahkemece bu belgeler üzerinden yapılan araştırmalar sonucunda, taşınmazların baraj suları altında kaldığı ve tescillerinin mümkün olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, (A) ile gösterilen 1758,72 m2 ve (C) ile gösterilen 2113,11 m2 taşınmazların davacıya ait olduğuna karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak da, 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi, 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları, ve 5304 sayılı Yasa'nın 14. maddesi belirtilmiştir.
20. Hukuk Dairesi         2011/16565 E.  ,  2012/4864 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.01.2008 tarih ve 2008/ 10801-14295 sayılı bozma kararında özetle: “Hükme dayanak orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritası üzerinde taşınmaz nokta halinde gösterilmiş, memleket haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek, koordinat sistemine dayalı aplikasyon ve en yakın kadastro parselleri ile bağlantılı kroki düzenlenmediğinden denetleme olanağı bulunmamaktadır. Ayrıca, orman tahdit haritası uygulaması da yetersiz olup usulüne uygun yapılmamıştır. Dava konusu taşınmazın davacıya babasından kaldığı ve babasının 5 yıl önce öldüğü bildirildiği halde 3402 sayılı Yasanın 14. maddesindeki kısıtlamalar baba yönünden de araştırılmamıştır. Davacı, 4721 sayılı Medeni Yasanın 713. maddesi uyarınca tescil davası açtığı halde mahkemece, aynı yasanın 713/4 fıkrası uyarınca köyde yapılması gereken ilanın yapılıp yapılmadığı araştırılmadan yapıldı ise ilan tutanakları dosyaya getirtilmeden davanın esası hakkında karar verilmiştir.
    Mahkemece öncelikle, ... ve komşu ... köylerine ait orijinal arazi kadastrosu paftaları getirtilerek kenarlaştırma yapılmalı ve taşınmazların hangi köy sınırları içinde kaldığı tam olarak belirlenmeli ve orijinal paftalarda dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ne yazılarak tespit dışı bırakıldığı saptanmalıdır.
    Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 1999 yılında kesinleştiğinden ve dava tarihine kadar 20 yıllık taşınmaz edinme süresi dolmadığından taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığı konusunda hem eski tarihli belgeler hem de kesinleşmiş orman tahdit haritası uygulanarak araştırma yapılması gerekir.
    Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek  orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005  gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa
    dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğunun düşünülmesi; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi; orman kadastrosu da kesinleşmiş olduğundan fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte krokinin düzenlettirilmesi; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita ... ve ... köyündeki komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli raporun alınması, eski tarihli ve 1985-1990"lı yıllara ilişkin 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları da incelenerek taşınmazın ne olarak göründüğünün saptanması, ... köyü ve ... köyü orman tahdit tutanakları getirtilerek dava konusu taşınmazların bulunduğu yerin nasıl gösterildiğinin araştırılması, davacı tarafın dayandığı vergi kaydının batı sınırı yol okuduğu halde fiilen orman bulunmakta olup, vergi kaydı miktar fazlası, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihe kadar orman sayıldığından ve orman kadastrosunun kesinleşme tarihinden itibaren 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi geçmediğinden miktar fazlasının zilyetlikle kazanılamayacağı da göz önünde bulundurularak  tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüyle taşınmaz baraj suları altında kaldığından ve tescili mümkün olmadığından (A) ile gösterilen 1758,72 m2 ve (C) ile gösterilen 2113,11 m2 taşınmazların davacı ...’a  ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılan ve 16.03.1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    ... köyünde genel arazi kadastrosu 1963 yılında yapılmış, ancak çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede ... köyü ile sınır ihtilafı bulunduğundan genel arazi kadastrosu yapılmamıştır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 02/04/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Hemen Ara