Yargıtay 22. Ceza Dairesi 2016/2036 Esas 2016/4864 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2036
Karar No: 2016/4864
Karar Tarihi: 31.03.2016

Yargıtay 22. Ceza Dairesi 2016/2036 Esas 2016/4864 Karar Sayılı İlamı

22. Ceza Dairesi         2016/2036 E.  ,  2016/4864 K.

    "İçtihat Metni"



    Hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk ..."ün, 5237 sayılı Türk Cezası Kanunu"nun 141/1, 168/2, 31/3, 50/1-a ve 52. maddeleri gereğince 1.600,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Konya 3. Çocuk Mahkemesinin 17/12/2013 tarihli ve 2013/604 esas, 2013/855 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 18.01.2016 gün ve 94660652-105-42-12970-2015-1057/3980 sayılı yazılı istemi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/02/2016 tarih ve 2016/26932 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle,
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede,
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir” şeklindeki 223/7. maddesi karşısında ;
    Dosya kapsamına göre, sanığın aynı eylemi nedeniyle, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 24/12/2012 tarihli ve 2012/59466 soruşturma, 2012/18963 esas, 2012/1639 sayılı iddianamesi ile hakkında kamu davası açıldığı ve Konya 3. Çocuk Mahkemesinin 19/03/2013 tarihli ve 2013/89 esas, 2013/235 sayılı kararı ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın temyizi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 10/09/2015 tarihli ve 2014/13152 esas, 2015/15269 karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verildiği ve kovuşturmanın halen derdest olduğunun anlaşılması karşısında, yeniden açılan davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu görülmekle,

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;

    Dosyanın incelenmesinde, suça sürüklenen çocuk hakkında 23/09/2012 tarihinde meydana gelen hırsızlık eylemi nedeniyle Konya 3. Çocuk Mahkemesine 24/12/2012 günlü iddianameyle TC"K"nın 142/1-b maddesi gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı, mahkemece 19/03/2013 tarih ve 2013/89-235 sayı ile verilen mahkumiyet kararının Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2014/13152 esas, 2014/15269 sayı ve 10/09/2015 günlü bozma kararı üzerine Konya 3. Çocuk Mahkemesinin 2015/526 esas sayısında yargılamasına devam edildiği,
    Yine suça sürüklenen çocuk hakkında aynı suçtan dolayı bu defa 25/07/2013 tarihli iddianame ile TCK"nın 142/1-b ve 151/1. maddeleri gereğince cezalandırılması için Konya 3. Çocuk Mahkemesine kamu davası açılmış olup, mahkemece, 2013/604-855 sayı ve 17/12/2013 tarihinde mala zarar verme suçundan beraat, hırsızlık suçundan TCK"nın 141/1, 31/3. maddeleri gereğince mahkumiyet kararı verildiği ve karar temyiz edilmeyerek 03/01/2014 tarihinde kesinleşmesi sonrasında, suça sürüklenen çocuk hakkında aynı suçtan önceden açılan ve bozma sonrası halen derdest durumda dava bulunduğu halde mükerrir olarak açılan bu davanın CMK"nın 223/7. maddesi uyarınca reddi gerektiği iddiasıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır.
    5271 sayılı CMK"nın 223/7. maddesinde yer alan "aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" ve 1982 Anayasasının 141/3. maddesinin "davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir" düzenlemeleri ile 11 Nolu Protokol İle Değişik İnsan Haklarını Ve Ana Hürriyetlerini Korumaya Dair Sözleşemeye Ek 7 Nolu Protokolün Onaylanmasına dair 10/03/2016 tarih ve 6684 sayılı Kanunla kabul edilerek 25/03/2016 tarihli ve 29464 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ek 7 no"lu protokolün 4/1. maddelerinde yer alan "hiç kimse bir devletin ceza yargılama usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkum edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkum edilemez." düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde, kesinleşmiş bir hüküm varsa, bu kesin hükme konu dava yargılaması devam eden davadan sonra açılmış da olsa, kesin hükmün dokunulmazlığı gözetilerek yargılaması devam eden davanın reddinin uygun olacağı düşünülmektedir. Çünkü kesin hükümle sonuçlanan davada sanık yargılanmış ve hüküm verilmiştir. Kesin hükümle sonuçlanmış davanın talepnamedeki istek gibi bozulması halinde, sanığın yargılaması devam eden davada sanıklık sıfatı yeniden sürdürülmüş olacağı için, yukarıda belirtiğimiz mevzuat hükümleriyle çelişmiş olacaktır. Oysa, bir kimse hakkında aynı suç nedeniyle birden fazla dava açılamamasına ilişkin ilke, kural olarak devam eden davalardan sonra açılanın reddiyle ilgilidir.
    Bu nedenlerle talepnameye konu Konya 3. Çocuk Mahkemesinin 17/12/2013 tarih ve 2013/604 esas, 2013/855 karar sayılı kesin hükmünün bozulması yerine, aynı mahkemenin 19/03/2013 gün ve 2013/89 esas, 2013/235 karar sayılı hükmünün Yargıtay 2. Ceza Dairesi"nin 10/09/2015 gün ve 2014/13152 esas, 2015/15269 karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilip, aynı mahkemenin 2015/526 esasına kaydının yapılarak yargılaması devam ettiğinden, derdest olan davanın reddine karar verilmesinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine uygun olacağı düşünüldüğünden,
    Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma isteminin CMK 309. maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 31.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara