Esas No: 2017/1047
Karar No: 2020/1996
Karar Tarihi: 10.06.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/1047 Esas 2020/1996 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında muhtelif tarihli tip sistem kullanım anlaşmaları imzalandığını, davaya konu faturaların 18/10/2010 ve 25/03/2011 tarihli tek tip sistem kullanım anlaşmalarına dayanılarak haksız olarak düzenlenmiş faturalar olduklarını, davalı tarafın sistem kullanım anlaşmasının 10. maddesinin aksine hiçbir uyarıda bulunmadan davacıya toplam bedeli 663.024,01 TL olan 20 adet ceza faturası gönderdiğini, fatura bedellerinin dava ve itiraz hakları saklı tutularak ödendiğini ileri sürerek; taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı bir şekilde düzenlenen ve ödemeden önce keşide edilen ihtarname yoluyla ihtirazi kayıtla ödenen toplam 20 adet faturanın toplam bedeli olan 663.024,01 TL"nin ödeme tarihi olan 03/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili; davacı tarafa kesilen cezanın hukuk auygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalıya Mayıs 2011 – Aralık 2012 dönemleri için ceza faturaları düzenlendiği, Mayıs 2011 – Mayıs 2012 dönemleri için düzenlenen ceza faturalarının o dönemde yürürlükte olan 25/03/2011 tarihli sistem kullanım anlaşmasının 10. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiği, 10. madde uyarınca “... ihlalin ..."nin uyarısına karşın uyarıda belirtilen süre içerisinde sona erdirilmemesi halinde” ceza-i şartların uygulanacağı, ceza şartının uygulanması için uyarı şartının bulunduğu, ihtar müessesinin işletilmemiş olduğundan bu dönem faturalarının hukuka uygun olmadığı, bu nedenle 470.526,41 TL"ye ilişkin istirdat talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle bu miktara yönelik davanın kabulü ile, 03/06/2013 ödeme tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine; Haziran 2012-Aralık 2012 dönemleri için düzenlenen ceza faturalarının o dönemde yürürlükte olan 15/05/2012, 24/07/2012, 26/09/2012 tarihli sistem kullanım anlaşmasının 9. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiği, bu maddelerde uyarı şartının bulunmadığı, ihtar koşulunun gerekmediği, bağlantı anlaşmasının 16. maddesinde uyarı koşulu var ise de ceza faturalarının sistem kullanım anlaşmasından kaynaklı olduğu, döneme ilişkin düzenlenen sözleşmelerde uyarı şartı bulunmadığından ve ihlal gerçekleşmiş olmakla, bu döneme ilişkin uygulanan ceza faturalarının yerinde olduğu, bağlantı anlaşmasındaki ihlal koşulunun asıl sözleşmede uyarı koşulu bulunmaması nedeniyle işbu olayda uygulanamayacağı gerekçesiyle Haziran 2012-Aralık 2012 dönemine yönelik
faturalara ilişkin ceza işlemi uygulaması yerinde olmakla bu dönemle ilgili istirdat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamında sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, sözleşme şartlarına uymayan ceza faturalarına ilişkin ödemelerin iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ilişki ""Bağlantı"" ve ""Sistem kullanım"" anlaşmaları çerçevesinde davalı şirketin iletim hatlarının kullanılmasıdır. Bu kullanım sırasında davacı şirket tarafından, sözleşme ile atıf yapılan ""Elektrik iletim sistemi arz ve güvenilirliği ve kalitesi yönetmeliğine"" aykırı davranılması nedeniyle düzenlenen ceza faturalarının ödenmesi sonrası iadesi talep edilmektedir.
Mahkemece sistem kullanım anlaşmasının 15.05.2012 ve sonraki tarihlerde revize edildiği, yeni sözleşmelerde 9. maddede yer alan uyarı şartının yer almadığı bu nedenle bu tarihten sonra kesilen ceza faturalarının yerinde olduğu gerekçesiyle Haziran 2012 - Aralık 2012 dönemine ait ceza faturalarına ilişkin talep reddedilmiştir.
Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi taraflar arasındaki ilişki bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları çerçevesinde devam etmektedir. Bağlantı anlaşması bir çatı anlaşma olup bu sözleşmenin imzalanması sonrasında sistem kullanım anlaşmaları imzalanmıştır ve her yıl devam edegelen şekilde imzalanmaktadır. Bağlantı anlaşmasının ceza ile ilgili 16. madde hükümlerinde ""sistem kullanım anlaşmasında belirlenen ilkelere aykırı hareket edilmesi halinde uyarı yapılacağına"" ilişkin hüküm mevcuttur ve halen yürürlüktedir. Yeni bir bağlantı anlaşması yapılarak uyarı şartı kaldırılmadığına göre aynı çatı altında imzalanan alt anlaşmalarda uyarı şartının bulunmaması gerekçe gösterilerek ceza faturası kesilmesi taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine ters düşer. Bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarının bir bütün olduğu, bağlantı anlaşmasında ceza uygulanması için uyarı şartı bulunduğu kabulünden hareketle sonuca gidilmesi bu bağlamda davacının talep ettiği Haziran 2012 - Aralık 2012 tarih aralığına ait ödenen ceza faturalarının da iadesine karar verilmesi gerekirken aksi gerekçeyle bu talebin reddi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılan gerekçelere istinaden (1) no.lu bentte yazılan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no.lu bentte yazılan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, davacıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.06.2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Taraflar arasında iletim hatlarının kullanılması için ilk sözleşme 21.04.2010 tarihinde yapıldıktan sonra sözleşme de birçok kez değişik yapılmıştır. 25.03.2011 tarihli sözleşmede uyarı şartı mevcut iken 15.5.2012, 24.7.2012 ve 26.9.2012 tarihli sistem kullanım sözleşmelerinde uyarı şartı kaldırılmıştır. Davalı, davacının İletişim Sistemi Enerji Arz Güvenliği ve Kalite Yönetmeliğinin 11. maddesine aykırı davrandığını belirtmek ceza uygulamış ve faturaya bağlayarak davacıya tebliğ etmek suretiyle faturaları tahsil etmiştir. Davacı, aralarındaki sözleşmeye aykırı olarak fatura kesildiğini, icra takibine muhatap olmamak için ödeme yaptığını belirterek faiziyle birlikte ödediği meblağların istirdadını talep etmiştir.
Taraflar arasındaki 15.5.2012, 24.7.2012 ve 26.9.2012 tarihli sözleşmelerde; davalının, ihlal halinde ceza uygulayabilmesi için ilk sözleşmedeki uyarı şartı kaldırılmıştır. Ceza faturalarının bir kısmı 15.05.2012 tarihinden önceki döneme; bir kısmı ise sonraki döneme aittir. 15.05.2012 tarihli Sistem Kullanım Anlaşmasının 9. maddesinde,”…kullanıcının ilgili mevzuat, bağlantı anlaşması ve bu anlaşma hükümlerinin ihlal edilmesi halinde ... aşağıda sayılan ceza-i uygulamayı yapar.” Hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin devamında, ihlallerin tanımı ve uygulanacak ceza miktar ve oranları belirtilmiştir.
Bu durumda 15.05.2012 tarihinden sonraki döneme ait kesilen cezalar, sözleşmelerde uyarı şartı bulunmadığından, davalının vaki ihlaller için ihtar yapmadan ceza kesmesinin mümkün olması nedeniyle ödenen fatura bedellerinin istirdadına karar verilemez. Ancak 15.5.2012 tarihinden önceki ihlaller nedeniyle ceza kesilebilmesi için, uyarı şartı gerektiğinden bu faturalarla ilgili yapılan ödemelerin istirdadı mümkündür.
Davacı tarafın “ihlallerin yapılmadığına” davalı tarafın ise, “uyarı yapıldığına” dair iddiaları bulunmadığına göre, dava konusu faturalar, dönemlerine göre, 15.05.2012 tarihinden önceki ve sonraki dönemlere ait olanlar ayrılmalı, 15.05.2012 tarihinden önceki dönemlere ait cezalar, uyarı yapılmadan tahakkuk ve tahsil edildiği için, bu dönemlere ait ödemelerin istirdat talebi kabul edilmelidir. 15.05.2012 tarihinden sonraki dönemlere ait cezalar ise, tek başına ceza uygulamaya imkân veren 15.05.2012 ve sonraki tarihli sistem kullanım anlaşmalarına uygun olarak “uyarı şartı” olmaksızın uygulanabileceğinden bu cezaların istirdat talebi reddedilmelidir.
Yerel mahkeme de bu doğrultuda karar verdiğinden bu kararın onanması gerekirken Dairemizin Sayın çoğunluğunun anılan kararın bozulmasına ilişkin kararına muhalifim.