Esas No: 2019/22
Karar No: 2019/22
Karar Tarihi: 14.10.2019
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2019/22 Esas 2019/22 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkeme Kararı : Afyonkarahisar 4. Asliye Ceza
Hüküm : Mahkumiyet
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazı ve ekindeki dava dosyası, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun"un 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen 2 ve 3. fıkralar kapsamında bir bütün olarak incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan davanın yargılaması sonunda Afyonkarahisar 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.06.2013 tarihli ve 2013/144 – 2013/412 sayılı mahkumiyet kararının sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 30.09.2014 tarihli ve 2014/5806 –2014/9792 sayılı kararı ile "ONANMASINA" oybirliğiyle karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.10.2019 tarihli itiraz dilekçesinde:
"Sanık hakkında Afyon Cumhuriyet Başsavcılığının 19/02/2013 tarihli iddianamesi ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarından TCK.nun 191/1 ve 268/1.maddesinin atfıyla 267/1, 53/1, 58/1.maddeleri uyarınca cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda Afyon 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/06/2013 tarihli ve 2013/144 esas, 2013/412 karar sayılı ilamı ile sanığın kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan TCK.nun 191/1, 53/1. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan ise TCK.nun 268/1.maddesinin atfıyla aynı Kanunun 268/1 ve 53/1.maddeleri gereğince 1 yıl hapis cezası ile tecziyesine ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmiştir.
Hükümlerin sanık tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 30/09/2014 tarihli ve 2014/5806 esas, 2014/9792 karar sayılı ilamı ile hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
Yüksek Dairenin anılan kararına karşı, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçu yönünden sanık lehine aşağıda açıklanan nedenlerle itiraz edilmesi uygun görülmüştür.
Sanığın kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçunu işlediği sabittir. İtirazımız, sanık hakkında bu suçtan verilen mahkumiyet hükmünün, hükümden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanununun 68.maddesiyle değişik TCK.nun 191.maddesi ve 85.maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7.maddesinin 2. fıkrası uyarınca hükmün açıklanması geri bırakılması kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi yerine hükmün onanmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
Suç tarihi, 05/03/2012 tarihidir. Yerel mahkeme suç ve hüküm tarihlerinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK.nun 191.maddesi uyarınca sanığın cezalandırılmasına karar vermiştir. Ancak söz konusu maddenin başlığı ve içeriği 6545 sayılı Kanunun 68.maddesi ile aşağıdaki gibi değiştirilmiştir.
Bu düzenlemeyle TCK"nın 191. maddesinin “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak” şeklindeki başlığı “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” olarak değiştirilmiş ve söz konusu madde;
“(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.
(3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.
(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,
hâlinde, hakkında kamu davası açılır.
(5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.
(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.
(7) Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
(8) Bu Kanunun;
a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
(9) Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlenmiş, 04.04.2015 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6638 sayılı Kanun"un 12. maddesi ile TCK"nın 191. maddesine “Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.” şeklindeki ibare onuncu fıkra olarak eklenmiştir.
Bu hâliyle, TCK"nın 191. maddesinde düzenlenen suç açısından CMK"nın 171. maddesinde belirlenen şartların olayda gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın fail hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilecektir. Ayrıca CMK"nın 171/2. maddesindeki düzenlemenin aksine, bu suç açısından erteleme kararı verilip verilmemesi hususunda Cumhuriyet savcısının takdir yetkisi de bulunmamaktadır.
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı bakımından gerekli olan tüm objektif ve subjektif şartlar, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu açısından göz önünde bulundurulmayacaktır. Kanun koyucu bu yöndeki tercihiyle; bu suçtan dava açılmadan önce hakkında erteleme kararı verilmesi ve erteleme süresi içerisinde denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulması suretiyle faile yeniden şans verilmesini amaçlamaktadır.
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasına göre; failin erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenilen yükümlülüklere veya tedavi tedbirinin gereklerine aykırı davranmakta ısrar etmesi ya da kullanmak için yeniden uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi, bulundurması ya da kullanması durumunda erteleme kararı kaldırılacak ve erteleme kararına konu suçtan dolayı fail hakkında kamu davası açılacaktır. TCK"nın 191. maddesinin 7. fıkrasına göre ise fail, erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilecektir.
6545 sayılı Kanunun 85.maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli hakkında Kanuna, üç fıkradan ibaret geçici 7.madde eklenmiştir.
Maddede:
(1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında hâlen denetimli serbestlik veya tedavi kararı uygulananlar bakımından Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesi hükümleri çerçevesinde bu tedbirlerinin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
(3) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olup da bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam edilir.
Hükümleri öngörülmüştür.
Bilindiği üzere, 5271 sayılı CMK.nun 171.maddesinde, belirlenen koşulların gerçekleşmesi halinde Cumhuriyet savcısı tarafından kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür (m.171/2-5).
Kanun Koyucu, TCK.nun 191.maddesinde yaptığı değişiklikle uyuşturucu kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçlarında soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından CMK.nun 171. maddesinde belirlenen şartların olayda gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın fail hakkında 5 yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesini, asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesini ve gerekmesi halinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye karar verilmesini istemiştir. Kanun Koyucu, soruşturma aşamasında verilmesini isteği kamu davasının açılmasının ertelenmesi düzenlemesine paralel olarak 5320 sayılı Kanunun geçici 7.maddesinin 2. fıkrasında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla söz konusu suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda ise TCK.nun 191. madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini amaçlamıştır.
Türk Ceza Kanununun 7/2.maddesinde, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failinin lehine olan kanun uygulanır ve infaz edilir." hükmü öngörülmüştür.
Dosya içerisinde mevcut adli sicil kaydı ile uyap ortamında bulunan güncel adli sicil kaydının incelenmesinden sanığın, suç tarihinden önce kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan dolayı hakkında açılan bir dava veya herhangi bir mahkumiyet veya denetimli serbestlik tedbiri yahut tedavi altına alınma kararı bulunmadığı da görülmüştür. Sanık ilk kez kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçunu işlemiştir. Dolayısıyla sanık hakkında 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7.maddesinin 2.fıkrası hükmünün uygulanması gerekmektedir. Söz konusu geçici maddenin 1. ve 3. fıkralarının uygulanma yeteneği bulunmamaktadır. Sanığın adli sicil kaydına göre fiil tarihinde tekerrüre esas olmayan kasıtlı suçtan hapis cezasına ilişkin mahkumiyetlerinin bulunması, 5320 sayılı Yasanın geçici 7/2.maddesinde TCK.nun 191.maddesi çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verileceğinin öngörülmesi ve TCK.nun 191.maddesinde 171.maddesindeki şartların aranmayacağının belirtilmesi karşısında; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay Özel Dairesince yerel mahkeme hükmünün, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren Türk Ceza Kanununun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191.maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7/2.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi yerine hükmün onanmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 30/09/2014 tarihli ve 2014/5806 esas, 2014/9792 karar sayılı onama kararının kaldırılması ve Afyon 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/06/2013 tarihli ve 2013/144 esas, 2013/412 karar sayılı hükmünün bozulmasına karar verilmesi, İtirazın kabul edilmemesi durumunda itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi" düşüncesiyle Dairemiz kararına karşı itirazda bulunmuştur.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Dairemiz arasındaki uyuşmazlık, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu yönünden hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içerdiğinden, bu hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir.
Adli sicil ve UYAP kayıtları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu yönünden hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içerdiğinden, itiraz yerinde görülerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR;
1-İtirazın kabulü ile itiraza konu Dairemizin 30.09.2014 tarihli ve 2014/5806-2014/9792 sayılı kararının sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu yönünden kaldırılmasına,
2- Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma hükmünün incelenmesinde:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içerdiğinden, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti için, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup kesin bir şekilde belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”, karar verilmesi,
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan beraat kararı verilmiş ise, daha önceki tarihlerde işlediği aynı suçtan dolayı verilmiş olan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararları dikkate alınmaksızın, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, sanık hakkındaki hüküm infaza verilmiş ise İNFAZIN DURDURULMASINA, sanık bu mahkumiyet hükmü nedeniyle infaz kurumuna alınmış ise SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde serbest bırakılmasının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı"na yazı yazılmasına, 14.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.