Esas No: 2012/307
Karar No: 2012/4784
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/307 Esas 2012/4784 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2002/652-2931 sayılı 01.04.2002 günlü bozma kararında özetle: “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; 1) Karara dayanak alınan uzman bilirkişi krokisinde davaya konu 120, 121, 119, 118 ve 117 numaralı parsellerle ilgili 260 ve 280 numaralı ve 12, 13, 14, 24, 16, 15, 17, 19, 24 ve 29 numaralı parsellerle ilgili 275, 276, 277, 278 ve279 ve yine 585-584-583-582 numaralı parsellerin bulunduğu yerdeki 90-960 numaralı orman sınır noktalarını birleştiren hatlar ile bir örneği dosyada yer alan ve 08.07.1973 tarihinde ilân edilmek suretiyle kesinleşmiş bulunan, orman tahdit haritasındaki aynı noktaları birleştiren hatlar arasında benzerlik bulunmamaktadır. Tahdit haritası ile kroki çelişkili olup, mahkemece bu yön üzerinde durularak çelişki giderilmemiştir. Tahdit haritası ile çelişen krokiye dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde, orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası, ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, en az dört ya da beş orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumunun duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek krokinin düzenlettirilmesi;
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonunda dava konusu yerlerin orman sınırları dışında kaldığı saptandığı takdirde, davacının dayandığı 1937 gün 395, 403 ve 426 nolu vergi kayıtları değişir ve genişletilebilir sınır içerdiğinden, komşu kayıtlardan yararlanmak ve sabit sınırdan başlamak üzere 3402 sayılı Yasanın 20/c, 21 ve 32/3. maddeleri gereğince yöntemince zemine uygulanıp miktarı ile geçerli kapsamlarının belirlenmesi, miktar fazlası hakkında 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi çerçevesinde davacı gerçek kişiler yararına kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yolunda davacının gösterdiği deliller ve re"sen toplanacak delillerin değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... köyü 120, 121, 13, 14, 17, 19 ve 29 nolu parsellerin gerçek kişiler adına tapuya kayıt ve tescillerine, 582, 583, 584 ve 585 nolu taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tescillerine, 117 nolu parselin 07.03.2011 günlü fen ve orman bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 10192,00 m²"lik kısmının ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) ile gösterilen 183,00 m2"lik kısmının
orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 118 nolu parselin 07.03.2011 günlü fen ve orman bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 6070,00 m2"lik kısmının ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) ile gösterilen 680,00 m2"lik kısmının orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 119 nolu parselin 07.03.2011 günlü fen ve orman bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 14260,00 m2"lik kısmının ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) ile gösterilen 615,00 m2"lik kısmının orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 12 nolu parselin 07.03.2011 günlü fen ve orman bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 14013,00 m2"lik kısmının ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) ile gösterilen 2087,00 m2"lik kısmının orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 24 nolu parselin 07.03.2011 günlü fen ve orman bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 9632,00 m2"lik kısmının Emine Demirtaş adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) ile gösterilen 6568,00 m2"lik kısmının orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 16 nolu parselin 07.03.2011 günlü fen ve orman bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 3521,00 m2"lik kısmının ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) ile gösterilen 3479,00 m2"lik kısmının orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 482, 483, 484 ve 485 parsel sayılı taşınmazlar davalı olmadığından tutanak aslı ve eklerinin tapu sicil müdürlüğüne iadesine karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 08.07.1973 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 12/A, 13 ve 14 nolu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden oldukları, dayanak 403 nolu vergi kaydı miktarı kadar yerin davacılara verildiği ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin çekişmeli 12/A, 13 ve 14 nolu taşınmazlara yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davalı Hazine ve Orman Yönetiminin 13, 14 nolu parsellerin dışında kalan parseller ile 12 nolu parselin (B) bölümüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma ilamında bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmesi, yapılacak araştırma sonunda dava konusu yerlerin orman sınırları dışında kaldığı saptandığı takdirde, davacının dayandığı 1937 gün ve 395, 403, 426 nolu vergi kayıtları değişir ve genişletilebilir sınır içerdiğinden, komşu kayıtlardan yararlanmak ve sabit sınırdan başlamak üzere 3402 sayılı Yasanın 20/c, 21 ve 32/3. maddeleri gereğince yöntemince zemine uygulanıp miktarı ile geçerli kapsamlarının belirlenmesi, miktar fazlası hakkında 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi çerçevesinde davacı gerçek kişiler yararına kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yolunda davacının gösterdiği deliller ve re"sen toplanacak deliller değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gereğine değinilmiş, mahkemece çevrede bulunan tüm parseller ile dayanılan vergi kayıtlarının revizyon gördüğü diğer taşınmaz tutanakları getirtilip vergi kayıt miktar fazlası yönünden değerlendirme yapılmadan, dava konusu taşınmazların sınırında dere olduğu halde zilyetlikle kazanılmaya elverişli dere yatağı olup olmadıkları yönünden jeolog bilirkişiden rapor alınmadan, raporlara göre çekişmeli 15 ve 17 nolu taşınmazların 1963 basımlı memleket haritasında yeşil renkli ormanlık alanda kaldıkları değerlendirilmeden, davacı açısından belgesizden edinilen kısıtlama araştırması yapılmadan hüküm kurulmuştur. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
Bu nedenle, mahkemece, dayanak vergi kayıtlarının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip, bir jeolog bilirkişi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dayanak vergi kayıtları genişletilebilir sınırlar içerdiğinden, komşu parsel dayanak kayıtlarından yararlanmak ve değişmez sınırdan başlamak üzere 3402 sayılı Yasanın 20/c ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamları belirlenmeli; asıl taşınmazların kapsamı orman veya ormandan açma değil ise, miktar fazlasının, sınırda bulunan ormandan açma yapılmak suretiyle oluştuğu kabul edilmeli; jeolog bilirkişiden taşınmazların dere yatağı olup olmadıkları, özel mülkiyete tabi yerlerden bulunup bulunmadıkları yönünde rapor alınmalı, 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, (murisler) yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Yasanın 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, önceki orman bilirkişi ve ziraat bilirkişi raporlarındaki bilgilerle birlikte tüm deliller değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin 12/A, 13 ve 14 nolu taşınmazlara yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin 13 ve 14 nolu parsellerin dışında kalan parseller ile 12 nolu parselin (B) bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu parsellere yönelik olarak BOZULMASINA 29/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.