20. Hukuk Dairesi 2012/3723 E. , 2012/4781 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalıların bir kısım mirasçıları olan Hamza ve ... ile ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 134 ada 1 parsel sayılı 34634,42 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 08.10.1949 tarihli 2 sıra nolu tapu kaydıyla, 2 parsel sayılı 7994,13 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalılar adına tespit edilmişlerdir. Davacı ..., asıl ve birleşen davasıyla dava konusu taşınmazlarda davalıların zilyetliği bulunmadığı gibi, taşınmazların 2863 sayılı Yasa kapsamında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece; davanın kabulüne ve dava konusu parsellerin tespitlerinin iptali ile Hazine adına tapuya tesciline, beyanlar hanesine “Birinci derecede doğal ve arkeolojik sit alanı içerisinde kalmakta olup korunması gerekli kültür ve tabiat varlığıdır.” şerhinin yazılmasına karar verilmiş, hüküm davalıların bir kısım mirasçıları olan Hamza ve ... ile ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazların tespit maliklerinden ...’nın 21.11.1954’de, Osman Akkaya’nın 17.10.1983’de, ...’nın ise 04.05.1983’de davadan önce vefat ettikleri, dava dilekçesinin “aynı konutta Turgut Akkaya’ya” tebliğ edildiği, karar tebliği sırasında (Ölü) olduklarının bildirildiği, mahkemece mirasçıları tespit edilip adlarına karar tebliği yapılacakken “ölü” davalılar adına Tebligat Yasasının 35. maddesi gereği karar tebliğinin yapıldığı, , davalılar mirasçılarının davadan haberdar olmadığı, davaya karşı cevap, savunma ve delillerini bildiremedikleri, mahkemece davalıların yokluğunda yargılama yapılıp nihai karar verildiği gözlenmiştir.
3402 sayılı Yasanın 29/2-3. maddesi ve H.Y.U.Y.nın 73. maddesi (6100 sayılı Yasanın 27. maddesi) uyarınca mahkeme, davalıların mirasçılarını kanuni şekillere uygun olarak duruşmaya davet edip, savunma haklarını kullanma olanağı vermedikçe, hükmünü veremez.
Mahkeme hakimi tarafından dava dilekçesi ve duruşma gününün taraflara Tebligat Kanunu hükümlerine göre resen tebliğ ettirilmesi ve tüm tarafların katılımlarının sağlanmak suretiyle taraf oluşturulduktan sonra yargılamanın sürdürülmesi zorunludur.
Bu nedenle; davalılar ... ve ... mirasçılarının tebligata elverişli adreslerinin saptanarak, saptanan adreslerine tebligat kanunu hükümlerine uygun olarak, dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilip, bu davada yer alma olanağı verilmeden, savunma ve delillerini bildirmelerine olanak tanınmadan, davalıların savunma hakkı kısıtlanacak biçimde işin esasına girilerek, yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar mirasçıları ... ve ... ile ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 29.03.2012 günü oybirliği ile karar verildi.