(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/12817 E. , 2010/3236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı kiracının kira bedellerini ve apartman aidatlarını sürekli olarak geciktirdiğini, defalarca ihtarname çekilmesine neden olduğunu, maddi ve manevi olarak müvekkilini zor durumda bıraktığını ileri sürerek feshi ihbar ve akde aykırırlık nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu kiralananın 6570 Sayılı Yasa kapsamında bulunduğundan feshi ihbar yoluyla tahliyesinin istenemeyeceğini, kira parası ve aidat ödemelerinin geç yapılmasının akde aykırılık teşkil etmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Borçlar Kanunu’nun 256. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır. Anılan madde hükmü gereğince akde aykırılıktan dolayı kiracının tahliyesine karar verilebilmesi için kiracıya akde aykırı davranışına son vermesi hususunda kiralayan tarafından süreli bir ihtar tebliğ ettirilmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Kiralananın açıktan fena kullanılması durumunda akde aykırılığın giderilmesi amacıyla kiracıya ihtar gönderilmesine gerek yoktur.
Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 20.10.2000 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. “Hususi Şartlara İlave” bölümü 7. maddesi ile bir ay zamanında kira bedelinin ödenmemesinin tahliye sebebi olduğu,kira sözleşmesinin taraflarca akdin bitimi tarihinden 30 gün önce feshi ihbar edilmedikçe kira bedeli hariç aynı şartlarla yenileneceği kararlaştırılmış ise de kira parasının ve aidatların ödenmemesi kiralananın kullanımına ilişkin olmadığından akde aykırılık sonucunu doğurmaz. Öte yandan dava konusu kiralanan mesken olarak kullanılmak üzere kiralanmış olup 6570 Sayılı Yasa kapsamında bulunduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Anılan Yasa"nın 11. maddesi gereğince kiracı kira müddetinin bitmesinden en az on beş gün evvel mecuru tahliye edeceğini yazı ile bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla bir yıl uzatılmış sayılacağından süre bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesi istenemez. Diğer taraftan , mahkemece
davacının komşuluk ilişkileri, toplu yaşama uygun olmayan davranışlarının Borçlar Kanunu"nun 256. maddesine aykırılık olarak düşünülmesi gerektiği kanaatine varılmış ise de davada bu nedenlere dayanılmamıştır. Kiralananın doğrudan kullanım ile ilgili olmayan sözleşmenin bir hükmünün yerine getirilmemesine ilişkin akde aykırılık halinde tahliyeye karar verilemez. Bu durum ancak sözleşmenin feshini gerektirir. Ne var ki davacı dava dilekçesinde akdin feshini de talep etmediğinden mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.