Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16683 Esas 2012/4768 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/16683
Karar No: 2012/4768

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16683 Esas 2012/4768 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, Hazine adına tespit edilen 16806.69 m²lik taşınmazın bir bölümünün kendi tarım alanı olduğunu iddia ederek dava açtı. Katılanlar ise kalan bölümlerinin kendilerine ait olduğunu savundu. Mahkeme çekişmeli taşınmazın %25 eğimli olduğunu ve teraslanarak eğimin düşürüldüğünü belirterek, davacı ve katılanların üzerinde bulunan deliceleri aşılayarak faydalandığını tespit etti. Ancak, 6831 sayılı Yasa'nın 1/I ve 1/J maddeleri, 15.07.2004 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliği'nin 23/P ve 26/J maddeleri gereğince taşınmazın orman olma niteliği taşıdığı ve orman rejimine girdiği için orman kadastrosu sınırları içinde olduğu belirtildi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca, delicelik ve yabani zeytinlerin aslı orman ağacı olduğu ancak zeytincilik parseli olarak belirlenip tahsis edilmeyen yerin aşılanmak suretiyle iktisabının mümkün olmadığı belirtildi. Kararın sonucunda, davalı Hazine'nin temyiz itirazları kabul edildi ve hüküm bozuldu.
Kanun Maddeleri: 6831 sayılı Yasa'nın 1/I ve 1/J maddeleri, 15.07.2004 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliği'nin 23/P ve 26/J maddeleri.
20. Hukuk Dairesi         2011/16683 E.  ,  2012/4768 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

     Kadastro sırasında ... köyü 225 ada 125 parsel sayılı 16806.69 m2  yüzölçümündeki taşınmaz çamlık, çalılık ve kayalık niteliğinde Hazine adına tespit edilmişlerdir. Davacı, taşınmazın bir bölümünün kendisine ait tarım alanı olduğunu ileri sürerek dava açmış, katılanlar ise kalan bölümlerinin kendilerine ait olduğunu iddia etmişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4542.02 m2lik bölümünün katılan ..., (B) harfi ile gösterilen 5130.24 m2"lik bölümünün ½’şer payla katılanlar Abdullah ve ..., (C) harfi ile gösterilen 7134.43 m2"lik bölümünün davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.  
     Mahkemece çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve davacı ile katılan gerçek kişiler yararına toprak kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmüştür. Şöyle ki; dosya arasında bulunan bilirkişi raporlarından çekişmeli taşınmazın % 25 eğimli olduğu, teraslanarak eğimin düşürüldüğü, davacı ve katılanlar tarafından üzerinde bulunan delicelerin aşılanması suretiyle faydalanıldığı anlaşılmaktadır.
    Çam, ladin, gürgen, meşe, kayın gibi ağaçlar asıl orman ağacı olmakla birlikte, meyveli-meyvesiz fıstık çamı, palamut meşesi, aşısız kestane, kavak, söğüt, kızılağaç, akasya, okalüptüs ağaçları, aşılı ve aşısız zeytinliklerle, yabani veya aşılanmış fıstık, sakız ve sakız nevileri olan menengiç, buttun, yabani sakız, (mezdeki sakız) adi sakız, filistin sakızı ve harnup ağaçları da orman örtüsüdür. Bu gibi yerler 6831 sayılı Yasanın 1/I maddesi gereğince toprağıyla birlikte orman sayılır. 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesinde “funda veya makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerlerin orman sayılmayacağı hükme bağlanmış olmakla birlikte, maddenin karşı anlamından orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık, fundalıklarla örtülü yerlerin orman sayılacağı açıktır. Teraslama ve hafriyatla taşınmazın eğiminin düşürülmesi taşınmazın gerçek niteliğini değiştirmez. Bilimsel yönden eğimi % 12’nin üzerinde olan taşınmazların toprak muhafaza karakteri taşıdığı kabul edildiği
    gibi 15.07.2004 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/P maddesinde % 12"den fazla eğimli olan maki ve fundalık yerlerin toprak muhafaza karakteri taşıyacağı ve 26/j maddesinde bu tür yerlerin orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu ve aynı maddenin ikinci fıkrasında bu yerler orman rejimine girdiğinden herhangi bir nedenle orman kadastrosu sınırlarının dışında bırakılmış olmasının orman olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince de herhangi bir nedenle sınırlama dışı bırakılmış orman olması nedeniyle her zaman orman sınırları içine alınabileceği hükme bağlanmıştır.
    1970, 1974, 1984, 1986 ve 2004 tarihli orman kadastro yönetmeliklerinin tümünde “3573 sayılı Yasa ile bu Yasayı değiştiren 6777 sayılı Yasaya göre Devlet Ormanlarından tefrik edilmiş, zeytinlik, sakızlık ve harnupluk sahalar için tevzi işlemleri yapılmamış ise Devlet Ormanı olarak sınırlandırılır.” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/02/2008 gün ve 2008/20-157 Esas- 2008/194 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere delicelik ve yabani zeytinlerin aslı orman ağacı olup, ancak 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Yasa" hükümlerine göre yetkili makamlarca karar verilmesi ya da verilen bu karar uyarınca tapu kaydı oluşturulması durumunda o yerin orman olmadığı kabul edilebilir. Yasa gereği zeytincilik parseli olarak belirlenip tahsis edilmeyen yerin aşılanmak suretiyle iktisabı mümkün değildir. Bu tür bir yerin orman sınırları dışında bırakılması dahi davacılara bir hak sağlayamaz. Değinilen yönler gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 29/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara