Esas No: 2021/6185
Karar No: 2022/5246
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/6185 Esas 2022/5246 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/6185 E. , 2022/5246 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : İstanbul 18.Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2012 tarih, 2010/216 Esas, 2012/581 Karar sayılı ilamında yer alan tekerrüre ilişkin kısmın hükümden çıkartılmak suretiyle hükmün kalan kısmının aynen infazına
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan yargılamanın yenilenmesi sonunda önceki hükmün tekerrüre ilişkin kısmının hükümden çıkartılmak suretiyle hükmün kalan kısmının aynen infazına ilişkin ek karar, hükümlü müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Katılan kurumun yokluğunda verilen ek kararın katılan kuruma 21/05/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, katılan vekilinin de ek kararı CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 18/06/2021 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin isteme uygun olarak REDDİNE
2- Hükümlü müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde ise;
Mahkemece 10/04/2012 tarihli karar ile sanığın 2863 sayılı Kanunun 65/b maddesi ile cezalandırılmasına, sanığa verilen cezanın TCK’nın 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği, hükmün kesinleştiği, sanık tarafından yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu ve 28/11/2018 tarihli ek tensip ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olduğuna karar verildiği, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi heyeti raporu ile dava konusu izinsiz uygulamaların yaklaşık 2006 yılında tamamlandığı, ancak tespitinin 02/02/2009 tarihinde yapıldığının belirlendiği, mahkemece de temyize konu ek karar ile, yapı kullanma izin belgesinin söz konusu müdahaleyi hukuka uygun hale getiremeyeceği, ancak 10/04/2012 tarihli kararda 25/03/2009 olduğu belirtilen suç tarihinin yapılan bilirkişi incelemesi ile aslında 2006 yılı olduğunun tespiti ve kabulü ile 10/04/2012 tarih 2010/216 Esas, 2012/581 karar sayılı ilamında yer alan tekerrüre ilişkin kısmının hükümden çıkarılmak suretiyle hükmün kalan kısmının aynen infazına karar verildiği anlaşılmakla,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/01/2020 tarih 2017/5-38 Esas, 2020/9 Karar nolu kararında da belirtildiği üzere, olağanüstü kanun yollarından biri olan yargılamanın yenilenmesi 5271 sayılı CMK'nın 311 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup Kanunun 311. maddesinde hükümlü lehine; 314. maddesinde ise sanık veya hükümlü aleyhine yargılamanın yenilenmesi nedenlerine, 318 ve sonraki maddelerinde yenileme istemi üzerine izlenecek usul hükümlerine yer verilmiştir. Diğer taraftan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun "Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama" başlıklı 98/1. maddesinde, "Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir." hükmüne yer verilip aynı Kanunun 101. maddesinde ise cezanın infazı sırasında, 98 ile 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararların duruşma yapılmaksızın verileceği ve bu kararların itiraza tabi olacağı belirtilmiştir. 5275 sayılı Kanunun 98/1. maddesinin uygulanma koşulları ise madde gerekçesinde; "Madde ile infazı söz konusu olabilen yani kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararının yorumunda, içeriğinin belirlenmesinde veya çektirilecek cezanın hesabında tereddüt edilirse yahut hükümlünün adının yanlış yazılması gibi bir nedenle cezanın infaz olunmayacağı ileri sürülürse veya sonradan yürürlüğe giren kanun lehe ise yerine getirilecek cezanın belirlenmesi veya tereddütün giderilmesi için, bir karar alınmak üzere yargılama makamına başvurulması hususları düzenlenmiştir." şeklinde açıklanmıştır.
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, olağanüstü bir kanun yolu olarak yargılamanın yenilenmesi için kanunda sayılan nedenlerden birisinin gerçekleşmesinin ve hatanın giderilebilmesini sağlayacak başka bir yol olmamasının gerektiği, hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülebileceği 5271 sayılı CMK'nın 311. maddesinde sınırlı olarak sayılmış olup, somut olayda bu hallerin bulunmadığı, sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra, tekerrüre ilişkin hususun infaz aşamasında ortaya çıkan ve dosya kapsamı itibarıyla yalnızca çektirilecek cezanın hesabında tereddüte neden olabilecek bir sorun olması karşısında; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98. maddesi uyarınca her zaman mahkemesince bu hususta karar verilmesinin mümkün olduğu, bu soruna karşı yargılamanın yenilenmesi şartlarının gerçekleşmediği, bu hali ile uyuşmazlığın anılan Kanunun 98. maddesi uyarınca irdelenerek bir karara bağlanması ve sonucuna göre kanun yolları tüketilerek çözümlenmesi gerektiği anlaşılmakla,
Kanuna aykırı olup, hükümlü müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 29/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.