Esas No: 2022/1544
Karar No: 2022/5247
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/1544 Esas 2022/5247 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2022/1544 E. , 2022/5247 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
2863 sayılı Kanuna aykırılık ve imar kirliliğine neden olma suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Ayvacık Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14/12/2020 tarihli ve 2020/116 soruşturma, 2020/110 esas, 2020/109 sayılı iddianamenin iadesine dair Ayvacık Asliye Ceza Mahkemesinin 11/01/2021 tarihli ve 2020/167 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/05/2021 tarihli ve 2021/197 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Şüpheliler hakkında düzenlenen iddianamenin, atılı suçlara konu taşınmaz bakımından 3621 sayılı Kıyı Kanununa muhalefet suçunu oluşup oluşmadığının tartışılmaması, iddianameye konu edilen taşınmaz içerisinde bulunan bina ile ilgili olarak iki adet yapı durdurma tutanağının bulunması karşısında, şüpheliler hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 203. maddesinde düzenlenen mühür bozma suçunun oluşup oluşmadığı yönünde gerekli soruşturmanın yapılmaması gerekçesiyle iadesine karar verilmiş ise de,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanunun 174/1.maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan Kanun’un 174/2. maddesinde suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceğinin düzenlendiği, yine söz konusu Kanunun 170/2. maddesinde yer alan "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği,
Somut olayda Çanakkale Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonun 10/12/2019 tarihli yazısında iddianameye konu taşınmazın 2. derece doğal sit alanında bulunduğunun belirtildiği, bu kapsamda şüphelilerin üzerine atılı suçları işlediğine dair kamu davasının açılmasına yeter şüphenin bulunduğu gibi suçun nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 10/12/2021 gün ve 94660652-105-17-24777-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/01/2022 gün ve 2021/156750 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve soruşturma evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
16/08/2018 tarihli yapı tatil zaptı ile II. derece doğal sit alanı içerisindeki 136 ada 6 parsel nolu taşınmazda izinsiz olarak tek katlı prefabrik yapı yapıldığının tespit edildiği, Çanakkale Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonunun 10/12/2019 tarih 632 nolu kararı ile II. Derece doğal sit alanına izinsiz müdahalede bulunulduğundan bahisle suç duyurusunda bulunulduğu, şüpheliler ... ve ... hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve imar kirliliğine neden olma suçlarından 14/12/2020 tarihli iddianamenin düzenlendiği, Ayvacık Asliye Ceza Mahkemesinin 10/11/2021 tarihli kararı ile, 3621 sayılı Kıyı Kanununa Muhalefet suçunun ve mühür bozma suçunun oluşup oluşmadığı yönünde yeterli araştırma yapılmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verildiği ve karara karşı Cumhuriyet savcısı tarafından itiraz yoluna başvurulduğu, Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/197 değişik iş nolu kararı ile de; suçun hukuki nitelendirilmesi nedeniyle iddianamenin iade edilemeyeceği, ancak taşınmazın II. Derece doğal sit alanında kalıp kalmadığına dair bağımsız bilirkişi incelemesi yapılmadığı, bu hususun suçun sübutuna doğrudan etki edeceği gerekçesi ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmakla,
5271 sayılı CMK'nın 170/2. madde ve fıkrasında "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." denilmekte olup, aynı maddenin 3. fıkrasında iddianamede hangi hususların gösterileceği sayılmıştır. Aynı Kanunun 174/1. maddesinde ise hangi hallerde iddianamenin iadesine karar verileceği açıkça belirtilmiş olup, bu konuda mahkemenin takdir hakkı bulunmamakla birlikte 174/2. maddesinde “ Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.” denilmektedir. Ayrıca 5271 sayılı CMK'nın 83. ve devamı maddelerinde keşfin, kural olarak hakim ya da mahkemece, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından yapılacağı açıkça öngörülmüştür. Somut olayda; gecikmesinde sakınca bulunan bir halin söz konusu olmadığı, Cumhuriyet savcısı tarafından keşif yapılmamasının ve bilirkişi raporu hazırlanmamasının iddianamenin iadesi sebepleri arasında yer almadığı ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden, itirazın bu yönden de kabulü yerine, iddianamenin iadesi kararına itirazın reddine yönelik Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/05/2021 gün, 2021/197 değişik iş sayılı kararında bir isabet görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Çanakkale 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 06/05/2021 gün, 2021/197 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.