Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5232 Esas 2022/6575 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5232
Karar No: 2022/6575
Karar Tarihi: 15.09.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5232 Esas 2022/6575 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/5232 E.  ,  2022/6575 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Dairece, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, ilk derece mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; avukat olduğunu, davalının 22/03/2010 tarihinden itibaren vekilliğini üstlendiğini, davalı ile 26/03/2012 tarihli ücret sözleşmesini imzaladığını, bu kapsamda davalının davalarını takip etmeye başladığını, davalı tarafından 03/06/2013 tarihinde haksız olarak vekillikten azledildiğini, Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/149 Esas sayılı dosyası nedeniyle ilamda hükmedilen 2.400TL ücrete hak kazandığını; ayrıca, davalının maliki olduğu un fabrikasını su basması sonucu uğradığı zararın tazmini amacıyla İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/107 Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açtığını, sözleşmeye göre tazminat davasından elde edilecek toplam bedelin net %5'inin vekalet ücreti olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu dosya nedeniyle tarafına sözleşme gereği 254.709,67TL ve tarifeye göre 85.114,19TL ücretin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; toplam 339.853,86TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; azlin haklı nedene dayandığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davacının tazminat davasına ilişkin talep ettiği vekalet ücreti yönünden azlin haklı olması nedeniyle bu davaya ilişkin talebinin reddine, ceza dosyasına ilişkin olarak talep ettiği vekalet ücreti talebinin ise daha önce yapılan ödemeler nazara alınarak bakiye alacağı olmadığından reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 03/04/2019 tarihli ve 2017/6412 Esas 2019/4484 Karar sayılı ilamıyla; (...Davalının, ön inceleme aşamasından sonra ileri sürdüğü "davacı avukatın tazminat davasını belirsiz alacak davası olarak açmadığı, tazminat davasında alınan 09/06/2014 tarihli bilirkişi raporunda zararının 5.797.863,82TL olarak tespit edildiği, bu nedenle aradaki miktar kadar zarara uğrayacağı, davacı avukatın özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı" hususu, HMK'nın 141. maddesi uyarınca savunmanın genişletilmesi kapsamındadır. Buna göre, davalı cevap dilekçesinde bildirmiş olduğu azil sebebi ile bağlı olup, davalının savunmanın genişletilmesi niteliği taşıyan azil gerekçelerinin dinlenilmesi mümkün olmadığı gibi, azil tarihi olan 03/06/2013 tarihinden sonra gelişen durumlar da azil nedeni yapılamaz.
    Kaldı ki, 6100 sayılı HMK'nın 109/2 maddesinde yer alan “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz.” düzenlemesi ise 11.04.2015 tarihli, 29323 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 01.04.2015 tarihli 6644 numaralı Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 4. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup, davacı avukatın tazminat davasını açtığı tarih olan 24.4.2012 tarihinde ise 6100 sayılı HMK'nın 109/2 maddesi halen yürürlüktedir. Bununla birlikte HMK'nın 109/3 maddesinde yer alan “Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.” düzenlemesi de dikkate alındığında mahkemenin azil gerekçesinin de yerinde olmadığı kabul edilmelidir.
    İlk derece mahkemesince, tüm açıklamalar ışığında gerekirse bilirkişi raporu da alınarak azlin haklı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir...)" gerekçesiyle, bozulmuştur.
    İlk derece mahkemesince, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile 343.753,86TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2)Davacının temyiz itirazının incelenmesinde;
    Somut olayda; davacı, dava dilekçesinin konu kısmında, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 342.253,86TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş; yargılama aşamasında 19/06/2015 tarihli dilekçesi ile talebini ıslah suretiyle 343.753,86TL’ye artırmıştır. İlk derece mahkemesince, bu yön göz ardı edilerek kabul edilen alacağa işleyecek faiz talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması, usul ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin çıkarılarak yerine, “1- Davacının davasının kabulü ile 343.753,86TL'den, 342.253,86TL’nin dava tarihi olan 14/06/2013 tarihinden itibaren, bakiye 1.500TL'nin ıslah tarihi olan 22/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17.611,30 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara