Esas No: 2010/169
Karar No: 2011/2066
Karar Tarihi: 10.03.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/169 Esas 2011/2066 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacıların yakınlarının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğramış oldukları maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacıların eşi ve babaları sigortalı ... öldüğü iş kazasında, sigortalının %15, davalı işverenin %85 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı eş ... yararına 40.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, 35.000,00.-TL’sına hükmedilmesi; davacı çocuklar ..., ... , ... ve ... yararına ayrı ayrı 20.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, ayrı ayrı 35.000,00.-TL"sına hükmedilmesi isabetsizdir.
3-Öte yandan, 19.12.2008 tarih ve 27085 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10. maddesinde öngörülen manevi tazminatın kısmen reddi durumunda, karşı taraf yararına hükmedilecek avukatlık ücretinin davacı lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği hükmü dikkate alınmaksızın, davalı yararına fazla avukatlık ücretine hükmedilmesi ayrıca, hüküm fıkrasında kaza tarihinin 27.06.2007 olarak yazılması gerekirken, maddi hata sonucu 27.06.2006 olarak yazılmış olması da usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek, yerine,
“1-Davacıların maddi tazminat davalarının reddine,
2-Davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile takdiren davacı eş ... için 40.000,00.-TL, davacı çocuk ... için 20.000,00.-TL, davacı çocuk ... için 20.000,00.-TL, davacı çocuk ... için 20.000,00.-TL ve davacı çocuk ... için 20.000,00.-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 120.000,00.-TL manevi tazminatın 27.06.2007 olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazla manevi tazminat istemlerinin reddine,
3-Alınması gereken 6.480,00.-TL ilam harcından peşin alınan 13,10.-TL’nin indirimi ile kalan 6.466,90.-TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 13,10.-TL başvuru harcı ile 13,10.-TL nispi harcın davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan toplam 692,50.-TL yargılama giderinden ret edilen ve kabul edilen miktarlar nazara alınarak, 196,00.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları üzerinden vekil ile temsil edilen davacı eş ... yararına 4.400,00.-TL, davacı çocuk ... yararına 2.400,00.-TL, davacı çocuk ... yararına 2.400,00.-TL, davacı çocuk ... yararına 2.400,00.-TL ve davacı çocuk ... yararına 2.400,00.-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, ret edilen manevi tazminat miktarları üzerinden vekil ile temsil edilen davalı yararına davacı eş ..."tan 4.400,00.-TL, davacı çocuk ..."tan 2.400,00.-TL, davacı çocuk ... 2.400,00.-TL, davacı çocuk ... 2.400,00.-TL ve davacı çocuk ... 2.400,00.-TL avukatlık ücretinin alınarak davalıya verilmesine,
8-Maddi tazminatların reddi, davacılara ödenen gelirlerin peşin sermaye değerlerinde yargılama sırasında meydana gelen artışlardan kaynaklandığından, reddedilen maddi tazminat miktarları için davalı yararına avukatlık ücreti verilmesine yer olmadığına,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 10.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.