Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/15283 Esas 2013/26800 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/15283
Karar No: 2013/26800

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/15283 Esas 2013/26800 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/15283 E.  ,  2013/26800 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, mali müşavir olduğunu ve davalı şirketin ithalat ihracat işlemleri ile ilgili işlerini yürütüp takip ettiğini davalıya hizmet sunduğunu, alacağının ödenmediğini tahsili için başlattığı icra takibine de davalının itiraz ettiğini ileri sürerek takibe yapılan itirazın iptali ile %40 icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davalının ... 10. İcra Müdürlüğü"nün 2010/3646 sayılı dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak 20.174,00 TL ye ve işlenmiş faiz 10.415,40 TL ye yönelik olarak iptaline ve takibin toplam 30.589,40 TL üzerinden devamına % 40 icra inkar tazminatı olan 12.235,76 TL’nin de davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki 2. bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-İ.İ.K.nun 67 inci maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek 2013/15283-26800
    haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması da yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı; alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
    Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak yargılamayı gerektirdiğinden, likit ve muayyen olduğundan söz edilemez. Mahkemece davacının icra inkar tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HMUK’un 436/2. maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle kararın hüküm fıkrasında yazılı “% 40 icra inkar tazminatı 12.235,76 TL ninde davalıdan alınarak davacıya verilmesine” söz ve rakamlarının hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “davacının icra inkar tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine” sözlerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 523.00 TL harcın istek halinde iadesine, 1.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara