Esas No: 2020/1550
Karar No: 2022/5268
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1550 Esas 2022/5268 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2020/1550 E. , 2022/5268 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : TCK'nın 179/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 179/2, 62, 53/1-2-3,58/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.11.2021 tarihli, 2018/513-2021/525 sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere; 1412 sayılı CMUK'un 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması hâlinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafinin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK'nın 307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma olanağı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
İncelenen dosyada; Dairemizin 03.10.2018 tarihli ve 2018/137 Esas - 2018/9126 Karar sayılı ilamının 1 numaralı bölümünde yer alan; “… Kabul ve uygulamaya göre de: Sanığa ait adli sicil ve arşiv kaydına ilişkin belge içeriğine göre, sanığın, Antalya 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 16.09.2009 tarihli, 2009/1160 Esas - 2009/825 Karar sayılı ilamı ile TCK'nın 106/1-1, 53/1, 58. maddeleri gereğince 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve anılan ilamın 18.01.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olup, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun mükerrirlere özgü infaz rejimini düzenleyen 108. maddesinin 2. fıkrası gereğince, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilirken geçmiş hükümlülüklerden en ağırı olanın esas alınması gerektiğinden, söz konusu ilamın onaylı bir örneği mahkemesinden istenip, bu ilamla hükmedilen hapis cezasının infaz tarihi açıklığa kavuşturulduktan sonra sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi…” biçimindeki bozma nedeninin sanık aleyhine olması karşısında, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 326/2. maddesine göre sanığın bozma ilamına karşı diyeceklerinin tespiti gerekirken, sanığa duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılması ile yetinilerek, davetiyenin bila tebliğ iade edilmesini müteakip, tek oturum süren duruşma sonunda, sanığın yokluğunda karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de:
a) Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Antalya 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 18.04.2011 tarihli, 2011/57 Esas - 2011/225 Karar sayılı ilamın aynen infazına dair Antalya 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.08.2018 tarihli ve 2011/82-20 sayılı ek kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılıp, sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanma olanağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Uyulmasına karar verilen bozma ilamında vurgulanmasına rağmen sanığın aracından ele geçirilip, adli emanete alınan 1 adet yarısı dolu vaziyette Bazoka marka votka şişesi, 1 adet Royce Gold ibareli boş enerji içeği kutusu, 4 adet açık vaziyette Ülker ibareli çikolata kutusu hakkında bir karar verilmemesi suretiyle bozma ilamının gereğinin yerine getirilmemesi,
c) Sanığa isnat edilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 179/2. madde ve fıkrasında öngörülen temel ceza miktarı itibariyle, 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenmiş olan ve 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Basit Yargılama Usulü” düzenlemesine tabi olacağı; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas - 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı doğrultusunda CMK'nın 251. maddesi hükümlerinin değerlendirilmesinin gerekmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 29.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.