Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/10541 Esas 2012/4703 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/10541
Karar No: 2012/4703

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/10541 Esas 2012/4703 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı Hazinenin, 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarılan yer iddiasıyla, 19/08/2003 tarihinde dava açtığı belirtiliyor. Ancak, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinden sonra, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği için davanın reddine karar verildiği ifade ediliyor. Ancak, 14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa'nın 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen \"Bu hüküm iddianın ve taşınmazın niteliği ile devlet ya da diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır\" hükmü ve 5841 sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen geçici 10. maddesindeki (Bu Kanunun 12\"nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.) hükmü, Anayasa Mahkemesinin 12/05/2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararı ile İPTAL edildiği belirtiliyor. Bu nedenle, Hazine tarafından açılan
20. Hukuk Dairesi         2011/10541 E.  ,  2012/4703 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ..., ... köyü 1092 parsel sayılı çalılık ve mera niteliğiyle ve 1009000 m2 yüzölçümü ile 1966 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında K.Evvel 927 tarih 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45 ve 46 numaralı tapu kayıtlarına dayanılarak Hazinedar ...Vakfı adına tespit edilen ve 24/12/1966 - 23/01/1967 tarihleri arasında ilan edilerek itirazsız kesinleşmesi ile 24/01/1967 tarihinde tapuya tescil edilen ve aynı kişi adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın kesinleşen orman kadastrosuna orman sınırı içinde iken 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle 19/08/2003 tarihinde dava açmıştır.
    Mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden redidne karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasına tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1948 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ile 24 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1984 yılında yapılıp, 21/11/1985 tarihinde ilan edilerek kesinleşen ilk orman kadastrosunun aplikasyonu ve 6831 sayılı Yasanın 2896 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması vardır. Daha sonra 59 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılan ve 12/04/1989 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşen 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
    Mahkemece, çekişmeli parselin kadastro tesbitinin askı suretiyle ilanını takiben 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitlinin kesinleşmesinden sonra, 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreler dolmuşsa da, 14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasının 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen "Bu hüküm iddianın ve taşınmazın niteliği ile devlet ya da diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" hükmü ve 5841 sayılı Yasanın 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen geçici 10. maddesindeki (Bu Kanunun 12"nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.) hükmü, Anayasa Mahkemesinin 12/05/2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararı ile İPTAL edilmiş olup, gerekçeli karar 23.07.2011 tarihli ve 28003 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
    Gerek 766 sayılı Yasanın 31/2. maddesi ve gerekse 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesinde, özel mülkiyete konu olamayacak, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında açılacak davaların 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı konusunda açık bir hüküm bulunmamakta ve bu maddeler özel şahıslar ile Hazine arasında bir ayrım da içermemekteyse de, “Kamu Malı” savıyla açılacak davalarda 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı konusundaki Yargıtay kararları yerleşik içtihat halini almıştır (Örneğin: Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 08.05.1987 tarih 1986/3 Esas ve 1987/4 Karar sayılı ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/1-19 E. 2002/97 K.; 09.06.2004 gün ve 2004/1-335 E. 2004/354 K.; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 09.12.2006 gün ve 2006/4206 – 4268; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.03.2008 gün ve 2008/1911-3034; 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2008 gün ve 2008/1564-5261 sayılı kararları).
    Kamu malı kavramıyla ilgili en açık ve ayrıntılı yasal düzenleme, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 16. maddesinde yer almakta, bu maddede “Kamu Malları” başlığı altında, kamunun ortak kullanımına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerler hakkında ayrıntılı düzenlemeler bulunmakta, eş düzenlemelere 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nde (madde 641,912) ve 4721 sayılı Türk Medeni Yasasında (madde 715,999) yer verilmektedir. 3402 sayılı Yasanın 16/D maddesi de Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanların, kadastro çalışmaları sırasında ne şekilde işleme tabi tutulacaklarını açıklamaktadır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.11.1988 gün 1988/1-825 E. ve 1988/964 K.; 06.05.1992 gün 1992/1-187 E. ve 1992/295 K.; 24.03.1999 gün ve 1999/1-170 E. 1999167 K.; 22.09.1999 gün ve 1999/1-568 E. 1999/569 K.; 27.02.2002 gün ve 2002/1-19 E. 2002/97 K.; 09.06.2004 gün ve 2004/1-335 E. 2004/354 K.; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 09.12.2006 gün ve 2006/4206 – 4268; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.03.2008 gün ve 2008/1911-3034; 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2008 gün ve 2008/1564-5261, 27.06.2008 gün ve 2008/4257-9287, 09.10.2008 gün ve 2008/8409- 12530, 20.01.2009 gün ve 2008/15375-519 sayılı kararlarında değinildiği üzere, gerek 766 sayılı Yasanın 31/2. maddesi ve gerekse 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesinde, özel mülkiyete konu olamayacak, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında Hazine tarafından açılacak davaların 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı konusunda açık bir hüküm bulunmamakta ve özel şahıslar ile Hazine arasında bir ayrım da içermemekte ise de, Hazine tarafından açılacak bu tür davaların (10) yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadığı hususu yerleşmiş Yargıtay Kararları ile istikrarlı bir şekilde uygulanmaktadır.
    Değinilen yönler gözetilerek, davacı ... tarafından 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarılan yer iddiasında bulunulduğu ve bu tür iddiaları içeren davalarda, yargısal uygulamada istikrar kazandığı üzere, 10 yıllık hak düşürücü süre ile bağlı kalınmaksızın her zaman dava açılabileceği gözönünde bulundurularak mahkemece işin esası incelenerek toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekir (H.G.K."nun 08.06.2011 gün ve 2011/1- 361 E. ve 2011/390 sayılı kararı).
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 28/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.




    Hemen Ara