Esas No: 2013/20351
Karar No: 2013/26788
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/20351 Esas 2013/26788 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalı ile kendilerine ait gayrimenkulün satışı için aralarında harici sözleşme imzaladıklarını, sözleşmeden vazgeçen tarafın %10 tazminat ödeyeceğinin belirlendiğini, davalının 5.000 TL tazminatı ödeyerek sözleşmeden vazgeçtiğini, daha sonra anlaşılmayan bir nedenle ... 2. İcra Müdürlüğünün 2010/26126 esas sayılı dosyası ile haklarında alacak takibi yaptığını belirterek, davalıya borclu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davacılardan harici sözleşme ile daire satın aldığını, 5.000 TL ödediğini, bakiye bedelin kredi çıktığında ödeneceğinin sözleşme ile kararlaştırıldığını, kredi çıkmadığı için sözleşmenin iptal edildiğini ancak davacıların ödediği peşinatı iade etmediklerini belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacıların kesin süre içinde gider avansını yatırmadıkları gerekçesiyle, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davacılar ile davalı arasında 4077 sayılı yasada tanımlanan şekilde satış sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen nedenle davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.