Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/1281 Esas 2011/1970 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1281
Karar No: 2011/1970
Karar Tarihi: 07.03.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/1281 Esas 2011/1970 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2010/1281 E.  ,  2011/1970 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, göre davalı vekili"nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava 04.11.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 33 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı tarafça temyiz edilmiştir. Mahkemenin maddi tazminata ilişkin belirlemesi yerindedir. Manevi tazminata gelince: Manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır.
    Davacının iş kazası sonucu % 33 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının kusurunun bulunmadığı, davalı işveren ve çalışanlarının ise % 100 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
    Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 40.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 70.000,00-TL’sine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
    “1-Davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 24.873,83-TL maddi tazminat ile takdiren 40.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 64.873,83-TL tazminatın olay tarihi olan 04.11.2006 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla manevi tazminat talebinin reddine,
    2-Alınması gereken 3.503,18-TL ilam harcından peşin alınan 1.281,50 -TL’nin indirimi ile kalan 2.221,63-TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılan 1.281,50 TL nispî harç, 14.00TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.295,50 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    3-Davacı tarafından yapılan toplam 1.026,00-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre takdiren 728,00-TL sının davalıldan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
    4-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davacı yararına hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı üzerinden 2.887,33-TL, manevi tazminat miktarı üzerinden 4.400,00-TL avukatlık ücretinin davalı alınarak davacıya verilmesine,
    5- Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davalı yararına reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden 3.400,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara