Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2127 Esas 2011/1969 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2127
Karar No: 2011/1969
Karar Tarihi: 07.03.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2127 Esas 2011/1969 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2010/2127 E.  ,  2011/1969 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere ve temyiz nedenlerine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava 03.08.1998 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 36 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davacının iş kazası sonucu % 36 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda, davalı işverenin % 70, davacının % 30 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    B.K"nun 47. Maddesinde hakimin bedensel bütünlüğün bozulması halinde olayın özelliklerini göz önünde tutularak zarar görene adalete uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceği öngörülmüştür. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.
    Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
    Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 18.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 15.000,00-TL’ sına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
    “1-Davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile davacının SGK gelirleri ile karşılanmayan maddi zararı kalmadığından davacının maddi tazminat talebinin reddine;
    2-18.000,00-TL manevi tazminatın 03.08.1998 olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla manevi tazminat talebinin reddine,
    3-Alınması gereken 972,00-TL ilam harcından peşin alınan 324,00-TL’nin indirimi ile kalan 648,00-TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılan 324,00- TL nispî harç, 24,10-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 348,10-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    4-Davacı tarafından yapılan toplam 496,78 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre takdiren 410,00-TL sının davalıldan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
    5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, kabul edilen, manevi tazminat miktarı üzerinden 2.160,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    5- Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davalı yararına maddi tazminat miktarı üzerinden 575,00 TL reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden 600,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harçlarının temyiz edenlerden ilgililerine yükletilmesine, 07.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara