Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2131 Esas 2011/1968 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2131
Karar No: 2011/1968
Karar Tarihi: 07.03.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2131 Esas 2011/1968 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2010/2131 E.  ,  2011/1968 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacılar,murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacıların tüm, temyiz nedenleri ve kapsamına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2- Dava 03.01.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacıların maddi zararları sigorta tahsisleri peşin sermaye değeri ile karşılandığından maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmişse de manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, davacı eş yararına manevi tazminatın fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır.
    Davacıların murisi olan sigortalı ... ’ın öldüğü iş kazasında sigortalının % 30, davalı işverenlerin % 70, oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
    Bu ilkeler gözetildiğinde sigortalının eşi olan davacılardan ... için 35.000,00-TL, manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 50.000,00-TL, manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
    “1- Davacının maddi tazminat taleplerinin reddine,
    2- Manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı ... için 35.000,00 TL çocuklar ... için 20.000.00 TL ... İçin 20.000,00 TL manevi tazminatın 03.01.2006 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
    3-Alınması gereken 4.050,00-TL ilam harcından peşin alınan 3.252,20-TL’nin indirimi ile kalan 797,80-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, davacılar tarafından yatırılan 3.252,20 TL nispî harç, 26.20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 3.278,40 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
    4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.000,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre takdiren 260,00-TL sının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
    5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, hüküm altına alman manevi tazminat miktarları üzerinden davacı ... için hesaplanan 3.900.00 TL avukatlık ücretinin, davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 2.400.00"er TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
    6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, reddedilen manevi tazminat miktarları üzerinden davacı ..."dan 3.900.00 TL avukatlık ücretinin,davacılar ... ve ... ayrı ayrı 2.400.00"er TL avukatlık ücretinin alınarak davalılara verilmesine,
    7-Maddi tazminat talebinin reddinden dolayı 575,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalılara ve ihbar olunana verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA,fazla alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine,07.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara