Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/6776 Esas 2022/5220 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/6776
Karar No: 2022/5220
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/6776 Esas 2022/5220 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir. TCK'nın 179/3, 62/1, 51/1-3,53.maddeleri uyarınca mahkumiyet kararı verilen sanık, mahalli Cumhuriyet savcısı ve üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Kararda, sanığın eyleminin TCK'nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna ilişkin olduğu ve bu suç için temel ceza miktarının üç aydan iki yıla kadar hapis cezası olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, basit yargılama usulü uygulanabilmesi için kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış dosyalarda kesinleşmiş hükümlerin haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç cezanın dörtte bir oranında indirileceği belirtilmiştir. Detaylı olarak, TCK'nın 179. maddesi trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu, CMK'nın 251. maddesi basit yargılama usulünü, TCK'nın 7. maddesi ise ceza verme ilkelerini düzenlemektedir.
12. Ceza Dairesi         2020/6776 E.  ,  2022/5220 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
    Hüküm : TCK'nın 179/3, 62/1, 51/1-3,53.maddeleri gereğince mahkumiyet

    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık, mahalli Cumhuriyet savcısı ve üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ''trafik güvenliğini tehlikeye sokma'' suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan iki yıla kadar hapis cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ''...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış...'' ibarelerinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasa'ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
    Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın, mahalli Cumhuriyet savcısının ve üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, 29/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara