Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17061 Esas 2012/4686 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/17061
Karar No: 2012/4686
Karar Tarihi: 08.03.2012

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17061 Esas 2012/4686 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalılar, belgesizden tarla olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmazın tespitini istemişlerdir. Davacı Hazine ise taşınmazın Hazine yeri olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkeme, davanın reddine ve taşınmazın davalılar adına tapuya tesciline karar vermiştir. Ancak Yargıtay, mahkemece yapılan araştırmanın yeterli olmadığını belirterek dosyanın yeniden incelenmesi gerektiği kararı vermiştir. Bu nedenle çekişmeli taşınmazın kadastro tespit tutanağı aslının istenmesi, orman kadastro çalışmalarının yapılması ve zilyetlikle kazanma koşullarının araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Sonuç olarak ise davanın kabulüne ve taşınmazın iptal edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kaydedilmesine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 3402 sayılı Yasanın 18. maddesi
- 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi
- 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi
- 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesi
20. Hukuk Dairesi         2011/17061 E.  ,  2012/4686 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında, ... köyü 248 ada 4 parsel sayılı 8988,62 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın 3402 sayılı Yasanın 18. maddesine göre Hazine yeri olduğu iddasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi davalı davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/10/2009 gün ve 2009/10699-14733 sayılı bozma ilamıyla “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Öncelikle dosya içine gönderilen çekişmeli 248 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının üzerinde kadastro müdürlüğü tarafından basılan “Aslı gibidir” kaşesinin bulunduğu anlaşılmakla, dosyaya kadastro tespit tutanağının aslının gönderilmediği anlaşılmaktadır. Ancak eldeki dava kadastro tespitine itiraz davası niteliğindedir ve kadastro tespit tutanağının aslının dosya içine konulması, başka bir dosyada aynı taşınmaz davalı ise sözkonusu dosya ile bu dosyanın birleştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca mahkemece sadece fenni bilirkişi ve ziraat mühendisi bilirkişi marifeti ile inceleme yapılmış ise gerek yerel bilirkişinin taşınmazın üzerinde orman ağaçlarının bulunduğunu açıklaması gerekse taşınmaza güney yönden komşu olan 1 nolu parselin orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş olduğu göz önüne alınmadan ve çekişmeli taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığı hususunda uzman orman mühendisi marifeti ile araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Ayrıca davacı Hazinenin dilekçe ekinde örneğini ibraz ettiği 30.4.2008 tarihli idari tahkikat tutanağında tanık olarak dinlenen kişilerin de beyanları alınmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının aslının ilgili yerlerden istenerek dosyaya getirtilmesi, başka bir dosyada davalı olduğu anlaşıldığında ise sözkonusu dosya ile bu dosyanın birleştirilmesinin düşünülmesi, daha sonra ise ilgili orman işletme müdürlüğünden çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastro çalışmalarının yapılıp yapılmadığı sorularak yapılmış ise buna ilişkin orman tahdit çalışma tutanakları, işe başlama, askı ilan tutanakları ile renkli orijinalinden çıkartılmış onaylı orman tahdit haritasının dosyaya getirtilmesi gerekmektedir. Yöntemine uygun yapılan araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın evveliyatının ve fiili durumunun orman olmadığı saptandığı taktirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Öncelikle, 1985-1990’lı yıllardan sonraki aktüel durumunu gösteren memleket haritası ve hava fotoğraflarında çekişmeli yerlerin henüz hiç
    işlenmemiş durumda olduğu saptandığı takdirde, henüz zilyetlik olgusunun başlamadığı, dolayısıyla zilyetlikle kazanma süresinin dolmadığı düşünülerek, yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, üzerinde halen kültürel bir faaliyet bulunup bulunmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, yerel bilirkişi ile zilyetlik tanıkları, idari tahkikat tutanağında ismi yazılı olan kişiler taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit bilirkişileri de tanık olarak dinlenmeli,gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlükleri ile Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünden araştırma yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 08/03/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara