Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4544 Esas 2022/6776 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4544
Karar No: 2022/6776
Karar Tarihi: 20.09.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4544 Esas 2022/6776 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir tespit ve alacak davasında, davacı ile davalı arasındaki kira sözleşmesinde, sürenin bitiminden evvel tek taraflı fesih halinde bir yıllık garanti edilen asgari kira bedelinin cezai şart olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davalı, alışveriş merkezinin yeterince cazip kılınmaması, artan maliyetler gibi sebeplerle sözleşmenin devamının mümkün olmadığını savunarak sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesi, davanın kısmen kabulüne karar vererek, davacının 21.774 Euro cezai şart alacağına hükmetmiştir. Ancak karar, bölge adliye mahkemesince bozulmuştur. Bunun nedeni, indirimsiz kira tutarının yanlış hesaplanmış olmasıdır. İlk derece mahkemesi, son dönem iş yeri kira bedeli olan 6.117,12 Euro yerine, \"Geçici Kira İndirimi\" ile ödenen tutarı dikkate almıştır. Bu nedenle, karar bozulmuştur. İlk derece mahkemesi kararı, bu nedenle bozulmuş ve tarafların vekalet ücreti ve hükmedilen faize yönelik temyiz itirazları incelenmemiştir. Kararda, davanın açıklandığı kanun maddeleri ise şunlardır: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 333. maddesi ve 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2022/4544 E.  ,  2022/6776 K.

    "İçtihat Metni"

    İSTANBUL 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tespit ve alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı ile imzaladığı 03/10/2013 tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesinde, sürenin bitiminden evvel tek taraflı fesih halinde bir yıllık garanti edilen asgari kira bedelinin cezai şart olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının 30/10/2016 tarihinde kiralananı boşaltıp anahtarlarını teslim etmesi nedeniyle cezai şart bedelinden sorumlu olduğunu ileri sürerek; bir yıllık garanti edilen asgari kira bedeli toplamı kadar cezai şart alacağı olduğunun tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 Euro cezai şartın 30/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca Euro üzerinden açılan döviz tevdiat hesaplarına uygulanacağı bildirilen azami faiz oranları ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; alışveriş merkezinin yeterince cazip kılınmaması, artan maliyetler gibi sebeplerle sözleşmenin devamının mümkün olmadığını, kira sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, durumu gönderdiği ihtarname ile yazılı olarak davacıya bildirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; indirimsiz kira tutarı üzerinden talep edilebilecek cezai şartın 73.406,40 Euro olduğu, bu tutardan takdiren % 20 oranında tenkis yapılması gerektiğinden bahisle; tespit davasının kısmen kabulüne, davacının 1 yıllık asgari kira bedeli toplamı olan 73.406,40 Euro cezai şartın % 80'i olan 58.725,12 Euro cezai şart alacağı olduğunun tespitine, cezai şartın tahsili davasının kabulü ile 10.000 Euro cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095
    sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince faiz işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, tarafların istinaf başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesince; davalının ekonomik mahvına sebep olmayacak miktarın davada talep edilen 10.000 Euro mu, yoksa 12 aylık kira tutarı üzerinden hesaplanan 73.406,40 Euro mu olduğunun raporda açıkça belirtilmediği, bilirkişinin hesapladığı 73.406,40 Euro cezai şartın tamamı dikkate alınarak, cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olup olmayacağı hususunda bilirkişiden denetime açık ek rapor alınması gerektiği gerekçesiyle, hükmün kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılamada; indirimli kira tutarı esas alınarak %50 oranında tenkis yapılmak suretiyle davacının 21.774 Euro cezai şart alacağı olduğu, buna göre talep edilen 10.000 Euro cezai şarttan takdiren %50 oranında indirim yapılması gerektiğinden bahisle; davanın kısmen kabulüne, 5.000 Euro cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek ve kira sözleşmesinin 12. maddesinde belirtilen bir aylık mevduat için geçerli Euribor + %3'e eşit bir gecikme faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, cezai şart alacağının olduğuna ilişkin tespit davasının ise hukuki yarar bulunmadığından usulden reddine karar verilmiş; karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Taraflarca imzalanan 03/10/2013 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi ile kira bedelinin garanti edilen asgari kira veya ciro kirası (net satış rakamının %7si) olarak kararlaştırıldığı, 2016 yılı Ekim ayı kirasının ise 6.117,12 Euro + KDV olduğu, ancak bu tutarın ‘Geçici Kira İndirimi’ açıklaması ile 3.629 Euro + KDV olarak faturalandırıldığı anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar ilk derece mahkemesince ‘Geçici Kira İndirimi’ açıklamasıyla ödenen son kira bedeli dikkate alınarak, davacının talep edebileceği bir yıllık cezai şart tutarı hesaplanmak suretiyle hüküm kurulmuş ise de; son dönem iş yeri kira bedeli 6.117,12 Euro+ KDV olup, tarafların anlaşması ile geçici olarak ödenen tutarın geçerli kira bedeli olarak dikkate alınması doğru değildir. Kaldı ki bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından önce verilen 15/02/2018 tarihli mahkeme kararında da indirimsiz kira tutarı esas alınarak hüküm kurulmuş olup, davalı tarafça verilen istinaf dilekçesinde bu hususa açıkça itiraz edilmemiştir.
    Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; aylık kira bedelinin 6.117,12 Euro olduğu ve buna göre hesaplanan cezai şart tutarı dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre de; takdiri indirim oranının kısmi talebe uygulanarak talep edilen 10.000 Euro ceza şart üzerinden %50 indirim uygulanmak suretiyle taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması da doğru değildir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    3-Bozma nedenine göre, tarafların hükmedilen vekalet ücreti ve hükmedilen faize yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371 inci maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenle tarafların vekalet ücreti ve hükmedilen faize yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, aynı Kanun'un 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara